Kıbrıs’ta milliyetçi gaz

  • 26.09.2011 00:00

 Kıbrıs adası ile Mısır arasındaki 12 numaralı parselde Kıbrıs Rum yönetiminin yaptığı petrol ve doğalgaz arama çalışmaları “bir bardak suda fırtına” kopardı. Aslında kriz yeni değil, fakat fırtınanın çıkışındaki zamanlama ilginç.

Dört yıl önce de benzer bir kriz olmuş, fakat kısa sürede alevi sönmüştü. 2007’de Kıbrıs Rum yönetimi Akdeniz’de petrol aramak amacıyla Mısır ile anlaşmıştı. Arama çalışmaları başlarken Ankara duruma müdahil oldu. Türk donanması uluslararası karasularda bir tatbikat yapma kararı aldı. Dışişleri, Mübarek yönetimine diplomatik baskı yaptı ve geri adım attırdı. Mesele, kapandı. O günlerde Kıbrıs Rum toplumunun âkil adamı, liberal politikacı, eski Dışişleri Bakanı ve Ticaret Bakanı Nicos Rolandis şunları yazmıştı:

“Dokuz yıl önce Ticaret Bakanı iken, sahillerimizde petrol arama girişimini ben başlatmıştım. Birçokları o zaman benimle dalga geçtiler. Petrol varlığı, refahın kaynağıdır. Fakat aynı zamanda çatışmaları da tetikler. 1976 yılında, dünyanın ikinci petrol devi olan Amerikan Caltex şirketi, Malta ile adanın güneyinde petrol aramak için anlaşma imzalamıştı. Bir Libya savaş gemisinin müdahalesi sonucunda kurdukları petrol platformunu 48 saat içinde terk ettiler. Dünyada buna benzer şeyler çok oldu. Yunanistan, Türkiye’den gelen tehditler sonucunda Ege’de petrol aramaktan ve 1982 yılında imzaladığı Uluslararası Deniz Hukuku Antlaşmasının kendisine vermiş olduğu karasularını 12 mile çıkartma hakkından vazgeçti.”

“Kıbrıs’a gelince: 1980’den bu yana, adanın çevresindeki muhtemel hidrokarbon yakıt rezervleri ile ilgili olarak –Kıbrıslı Türklerin haklarını korumak amacıyla– Türkiye’den sürekli tehditler geliyordu. Ben meseleyi çözmek amacıyla Kıbrıslı Türklerle (AKEL’e göre Kıbrıslı Türkler zaten kardeşlerimiz değil mi?) müzakere etmeyi önerdim. Kıbrıslı Türklerin payına düşecek muhtemel petrol gelirlerinin bir banka hesabında yatırarak dondurulmasını ve Kıbrıs meselesinin çözümünden sonra serbest bırakılmasını önerdim. Böylece, petrol arama çalışmalarını engelleyecek zamansız gerilimleri ve –petrol bulunduğu zaman– muhtemel petrol gelirinin Kıbrıslı Türkler tarafından kullanımını sonsuza kadar uzatacak bir belirsizlik durumunun ortaya çıkmamasını garantiye alacaktık.”

“Kıbrıs Rum yönetimindeki pek cesur ve aklı evvel adamlar önce bana felaket tellalı dediler. Sonra beni Kıbrıs’ın etrafındaki karasuları üzerindeki hükümranlık haklarından vaz geçmekle suçladılar. Kıbrıs’ın hükümranlık haklarının sadece bu ülkenin bütün halklarının birleşmesi ile, yâni Kıbrıslı Rumların ve Kıbrıslı Türklerin birlikte hareket etmesiyle güçleneceğini unuttular!” (Cyprus Mail, 4 Şubat 2007).

Rolandis’in görüşleri değişmedi. Hristofias’ı uyarmaya devam etti. Geçen hafta, Türklerle anlaşmayı ve petrol gelirlerini bir hesapta dondurmayı tekrar önerdi. Eski Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat’ı da ikna ettiğini yazdı. Son krizde İsrail, Hizbullah destekli Lübnan ve Türkiye’nin devrede olduğunu vurguladı. Tanzanya lideri Nyerere’nin “Filler kapıştığında, yerdeki çimenler ezilir” sözünü hatırlatan Rolandis, Kıbrıs’ın çimlere benzemesinden korktuğunu yazdı (Cyprus Mail, 18 Eylül 2011).

Rolandis’in tavsiyelerinin olumlu etkisi olmuş ki Hristofias şunları söylemiş: “Petrol ve doğalgaz devam eden Kıbrıs görüşmelerini olumsuz değil, olumlu etkiler. Türkiye anlaşma olması için gayret göstermeli böylece zenginliklerden elde edilecek gelir federal hükümet aracılığıyla Türk ve Rumlara dağıtılacak. Biz, Türkiye uzlaşmazlığını sürdürür ve adada anlaşma olmasa bile, elde edeceğimiz geliri adadaki Türk ve Rumlar için harcayacağız” (Hürriyet, 23 Eylül).

KKTC ise, BM liderliğinde Türk ve Rum temsilcilerden oluşacak üçlü komisyon kurulmasını ve çıkartılacak petrolün ve doğalgaz gelirinin BM fonunda toplanıp Kıbrıs sorunun çözüm maliyetinde kullanılmasını öngören bir öneri yapmış. Önerinin bir maddesi işleri yokuşa sürüyor: Kıbrıs sorunu çözülene kadar ada çevresindeki tüm petrol ve doğalgaz arama faaliyetleri askıya alınacak!

Yaz başında patlayan cephanelik yüzünden elektrik santrali zarar gören Kıbrıs’ta hükümet düştü. Hristofias ise 2013 başında yapılacak seçimi tekrar kazanmak istiyor. Hristofias milliyetçi gazı yükseltmek amacıyla başlattığı krizden bakalım nasıl çıkacak? Kesin olan bir şey var: Türkiye Kıbrıslı Rumlara sopayı gösterdikçe, Hristofias’ın elini güçlendiriyor. Başbakan Erdoğan’ın benimsediği dış politikadaki şiddet dili Kıbrıs’ta tersine sonuçlar doğurabilir!


ayhanaktar@gmail.com

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yorumlar (1)

  • Nermin Alpay
    Nermin Alpay
    2.02.2015 09:48

    Sanane Hilal Kaplan! Çok mu düşünürsün HDP yi. Saraylı kaleminin zerre değeri kalmadı gözümüzde.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums