Cuma, cumartesi sevindik. Bugün düşünelim

  • 24.04.2016 00:00

 Tam yazının başlığındaki gibi oldu. 

Cuma öğleyin sevindik. Can Dündar ve Erdem Gül arkadaşlarımız yine yargıç karşısındaydılar. İyimserlerimiz çaktırmadan, kötümserlerimiz (mesela ben) açık açık “Acaba savcı itiraz edemeyebileceği bir talimat alır ve yeniden tutuklama kararı ister mi? Yargıçlar da ‘Vardır savcının bir bildiği’ diye düşünüp ‘Münasiptir’ derler mi? Bizlere de yine Silivri kırsalında nöbete durmak düşer mi” demekteydik ve yüreklerimiz tıp tıp etmekteydi. 
Öğleyin karar açıklandı. Tutuklama filan yok
İyimserler “Bu iş bitti abi” diye sevinirken, kötümserler (mesela ben) “Demek 5Mayıs’a kadar iki arkadaşımız da özgür ve işlerinin başında olacak” diye sevindiler; sevinci taşkın olanlar birbirine sarıldı, sevinç çığlıkları attı. 
Öğleden sonra barış istedikleri için tutuklanmış dört akademisyenin duruşması başladı. 
Haydi, yürek tıp tıpları sil baştan. 
Duruşma gizli yapılıyor ya, millet duruşma salonu kapısından Çağlayan Adliyesi’nin önündeki geniş alana kadar oraya buraya serpilmiş. Kimileri papatya falı açtı. Kimileri gözlerini bedenlerinin organik parçasına dönüşmüş akıllı telefonlarına dikti; içerideki avukat tayfasından gelebilecek bir haber için Twitter ekranında volta attı. 
Sonunda karar açıklandı: Tahliye!.. 
Bir sevinç patladı ki sormayın gitsin. Zılgıt da çekildi, slogan da atıldı, birbirine sarılıp sevinç gözyaşları dökenler bile oldu. 
Bir güne iki sevinç birden sığdı. İkisine değil birine bile alışık olmadığımız için psikolojik bakımdan zorlananlarımız oldu. 
Sevinç tek güne sığmadı. Cumartesiyi de sevinerek geçirdik. 
Bugün pazar. Haydi, şimdi biraz ve hatta kara kara düşünelim...

***

Halimize bakın? 
İki iyi gazeteci, halkın haber alma hakkını ete kemiğe büründürmüşler. O haber yayımlanınca “Eyvah suçüstü yakalandık” korkusuna kapılanlar çok ağır bir suç işlediklerinin de bilincinde olduklarından ellerinden geleni artlarına koymamışlar ve iki “iyi gazeteci”yi tutuklatmışlar.
Gazetecilik -sadece gazetecilik- yaptıkları için iki iyi gazeteci tutuklanıyor; üç ay hapiste tutuluyor ve tahliye edildikleri için seviniyoruz. Tutuksuz yargılanıyor olmalarının bile basın özgürlüğünün ırzına geçilmesi demek olduğunu gözardı etmiş oluyoruz. 
O iki iyi gazeteci yeniden tutuklanmadılar ve tutuksuz yargılanacaklar; bizler de bunafit olup sevineceğiz öyle mi?

***

Halimize bakın? 
Önce 1128 kişiydiler, sonradan katılanlarla 2 bini aştılar. Akademisyendiler. Profesördüler, doçent, yardımcı doçent, öğretim görevlisiydiler. 
Saraydaki Zat’ın sandığı gibi amirine itaat etmekle yükümlü “memur” değil,“akademisyen”diler.
Ama önce yurttaştılar
Kul değil, uyruk değil, reaya değil yurttaş
Bir araya geldiler ve bir bildiri yayımladılar: 
Barış istediler. Barışı, barışı sağlamakla yükümlü toplumsal aygıttan, “devlet”ten istediler. (Başka kimden isteyeceklerdi?) 
İçlerinden dördünü bir bahane bulup ibret-i âlem için tutukladılar. 
Tutuklananların da, geride kalanların da susup boyun eğip diz bükeceklerini umdular. 
Avuçlarını yaladılar. 
Cuma günü o dört yiğit akademisyen tahliye edildiler. 
Şimdi tutuksuz yargılanacaklar. 
Biz de buna sevineceğiz öyle mi? 
Barış isteyenlerin tutuksuz da olsa yargılanmasına fit mi olacağız yani? 
Son soru: 
“Fit olmamızı istediklerine fit olursak namerdiz” diyelim mi?

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums