- 18.12.2013 00:00
Ortalık toz duman.
Meslek gazetecilik ya, mutlaka bir şeyler bildiğimiz varsayılıyor. Telefonların biri kapanıp, öteki çınlıyor.
- Engin bey son operasyon üstüne neler söyleyeceksiniz?.. Aydın Abi, seni bu akşamki programa konuk alalım. Operasyonun perde arkasını konuşacağız da… “Hallo, Herr Engin, Alman televizyonundan arıyorum. Bizim için bugünkü operasyonu yorumlar mısınız ?.. Sayın Engin, operasyonlar üstüne görüşünüzü alabilir miyiz? Neler söyleyeceksiniz?..”
Hiçbir şey söylemeyeceğim.
Şu anda okumakta olduğunuz yazıda da somut bilgilere dayanan, kanıtlarla desteklenen, bilinmeyeni bilinir kılacak hiçbir şey yok…
Tamam mı?
Tamam.
Şimdi doğrulanamayan haberler, kanıtlanamayan iddialar, uçuşan söylentiler arasında, bu ayki telefon faturamı ürkütücü ölçülerde kabartacak sorulu cevaplı bir gezintiye çıkabiliriz.
Buyrun.
* * *
- Bu bir cemaat operasyonudur.
- İyi ama cemaatin yetkili sesi kabul edilen Hüseyin Gülerce,"Bu operasyon, devlet operasyonudur. Hizmet hareketini adres göstererek hedef saptırma gayretleri var!” dedi.
- Ya ne diyecekti? Biz yaptık, demesini mi bekliyordunuz?..
* * *
- Cumhuriyet tarihinde benzeri görülmemiş bir operasyon bu! Sonu ne olursa olsun AKP’nin ve özellikle Tayyip Erdoğan’ın çok ağır yara aldığı bir operasyon. Bundan sonra iflâh etmesi zor…
- Acele etme! Bu operasyon cevapsız kalmayacak ve cevap bundan daha kahredici olabilir…
- Mesela ne olabilir? Gülen’i vatandaşlıktan mı çıkaracaklar; Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı’nı mı kapatacaklar; Zaman gazetesini, Samanyolu TV’yi filan mı RTÜK'leyecekler?
- Dalga geçiyorsun. Bunlardan daha serti gelebilir. Mesela cemaatin kasası olarak bilinen, medyada da var olan bir ünlü işadamı okkanın altına gidebilir. Yani altın yumurtlayan tavuğu kesebilirler. Sonra cemaat hakkında Terörle Mücadele Kanunu uyarınca “terör örgütü” iddiası ile dava açılabilir…
- Terörle Mücadele Kanunu şiddet ve cebir kullanma şartı taşımıyor mu?
- Hükümetin iş yapmasını engelleme, devlete sızarak devlet işleyişini tıkama gibi suçlama imkânları da var o yasada. Unutma General Başbuğ Genelkurmay Başkanı iken tarikat ve cemaatlerle ilgili yaptırdığı ayrıntılı araştırma sonunda tek hedefin cemaat olması gerektiğini gösteren bir dosyayı zamanında Başbakan’ın önüne koymuş ve soruşturma talep etmişti. O dosya hâlâ Başbakan’ın elinde…
- Ne var o dosyada? Sen gördün mü?
- Hayır, ama sağlam yerden duydum…
* * *
- Sürekli “bu operasyon cemaatin bir operasyonudur” diyorsunuz… Cemaat sonuçları bu kadar ağır olacak bir operasyonu niye yapsın?
- Sen bakış açını Türkiye ile daraltmışsın. Daha geniş bak…
- Ben beceremiyorum anlaşılan. En iyisi siz bakın…
- Olur bakalım. Çin füzeleri meselesinin NATO’yu, yani ABD’yi ne kadar gerdiğinin farkında olmadığını söyleme bana.
- Söylemiyorum.
- İyi. Devam edelim… MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın “Paralel devlet kurulmasını engellemek temel görevimizdir” dediğini unutuyor musun? Sonra ifade vermeye çağrıldığını, özel bir kanunla ifadeden belki de gözaltına alınmaktan kurtulduğunu, Başbakan’ın bu operasyonda asıl hedefin kendisi olduğunu söylediğini; sonra muhtelif Amerikan ve İngiliz gazetelerindeki Hakan Fidan haberlerini, Gezi Direnişi sonrası ABD’yi ima ederek yapılan Batı düşmanı söylemleri, Suriye meselesini, İsrail’i, Mısır’ı... Esad’a karşı cihat ilan eden, ama ABD’nin baş belası olarak gördüğü El Kaide’nin, El Nusra’nın gördüğü açık ve kapalı desteği...
- Tamam, tamam anladım.
- İyi. ABD’nin Çin füzeleri için finansman sağlamaya hiç niyeti yok. Bunu hükümet de biliyor ve fakat Tayyip Erdoğan yine de Çin füzeleri konusunda inatçı ve ısrarlı…
- Bakış açısını Türkiye ile sınırlamamak dediğiniz bu yani?
- Bitmedi ki… İran’a BM de, ABD de, AB de ambargo uyguluyor ama Türkiye bu ambargoları şark kurnazlığı diyebileceğimiz yöntemlerle deliyor. Yani sadece İran’dan alınan doğalgazı altın ihracı yapıyormuş gibi ödemeden ibaret bir ilişkiden söz etmiyorum. Halk Bankası’nın kilit rol oynadığı ve İran’a uygulanan ambargoyu etkisizleştirecek bir ekonomik ilişkiler zinciri var ve AKP Hükümeti bütün uyarılara rağmen bundan vazgeçmiyor.
- O yüzden cemaat operasyonu ABD desteği ile patlatıldı öyle mi?
- Bunu ben demedim, sen dedin…
* * *
- Sen Ankara gazetecisin bilirsin, bu operasyon çok yönlü. Gözaltına alınanları, sorgulananları, sorgulanacak olanları üçe ayırmak mümkün. İran’a altın ihracatıı kılıfı altında yolsuzluk iddiaları var; TOKİ eksenli inşaat sektörüne yönelmiş suçlamalar var; büyük imar yolsuzlukları, yasadışı rant yaratma oyunları var; bakan yakını olmaktan kaynaklanan nüfuz ticareti var; çok yüksek rakamlara ulaşan rüşvet suçları var… Niye bu kadar dallı budaklı?
- Siz İstanbul gazetecileri siyasal sonuç doğuracak bir saldırıda tek hedefli atışların işe yaramayacağını bilmezsiniz. Bu bir kuşatma operasyonu. Yağlı güreşteki kurt kapanına benzetebiliriz. Anladın mı?
- Hayır…
* * *
Söylentiler, iddialar, bilgiç yorumlar okyanusunda sizlerle birlikte kulaç atmaya çalıştım. Siz söylenenlerde gerçek payı olup olmadığı üstünü kafa patlatadurun; ben telefon faturam için kimden, nasıl borç alacağım üstüne kafa patlatmak zorundayım…
Bir de yazının başlığında yazanı yineleyeceğim:
Biliyorlar, bilmiyorum…
Bilmiyorum, çünkü mesleğim bana kanıtlayabileceklerim, belgeleyebileceklerim için bilgideme hakkı veriyor.
Sahiden de birileri herhalde biliyordur. Ama o birilerinin içinde ben yokum.
Siz?
Yorum Yap