- 29.04.2011 00:00
Adım nedense “araştırmacı gazeteciye” çıkmış ya; belediye otobüsünde, Beşiktaş-Üsküdar motorunda ve Üsküdar-Çengelköy minibüsünde, yol boyu boş oturmayayım dedim, bir mini anket yaptım. Eve yürürken anket sonuçlarından önce kafamda epey öncelerden kalma bir fıkra fır dönmeye başladı.
Anladınız; yine bir fıkra anlatacağım:
Adam kıt kanat geçiniyormuş. Geleceğinin ne olduğunu öğrenmek için falcıya gitmiş. Falcı sihirli küresine uzun uzun bakmış, sonra da konuşmuş;
- Sen, demiş, bir süre yoksulluk çekeceksin...
Adam şaşkın:
- Yav ben zaten yoksulum...
Falcı ısrar etmiş:
- Yok bir süre daha, hem de bugünkünden çok daha koyu bir yoksulluk çekeceksin...
Adamın gözleri umutla parlamış:
- Peki sonra, demiş, sonra ne olacak?
Falcı omuz silkmiş:
- Hiiiiç, sonra alışacaksın...
* * *
Beşiktaş iskelesinin oralarda Yüksek Öğrenime Geçiş Sınavı’nın (YGS) üstüne ağır bir “şifre gölgesi” düşmüş sonuçlarının geçerli sayıldığı haberini duyan onbeş-yirmi liseli genç sloganlar atarak yürüyorlar. Sloganları pek masum: “Ö-Se-Ye-Me, Bizi Yeme!”.
Otobüs şoförü samimi bir merhametle çocuklara baktı ve :
- Ah be yavrular, yapmayın be evlatlar. Birazdan çevik kuvvet sizi coplayacak, biber gazı sıkacak üstünüze...
Ankete başladım:
- Neden, yasak mı bu çocukların yaptıkları?
-Tabii yasak beyim. Yasak olmasa polis copu çeker, biber gazını sıkar mı?
Otobüs ahalisinin bizi duyma mesafesinde oturanlar da başlarıyla şoförü onayladılar.
Bana da susmak düştü.
* * *
Beşiktaş motorunda aralarında öğrenci velisi olduğu anlaşılan iki kadının da yer aldığı kalabalıkça bir grupta da aynı konu: YGS sonuçlarının geçerli sayılması ve sonuçlara duyulan o derin ve yerden göğe haklı güvensizlik...
Önce “Şifre varmış ama kopya yokmuş” diyen, sakalından ve namaz beresinden tipik bir AKP seçmeni olduğu besbelli bir amcayı elbirliği ile susturdular.
Şeytan dürttü, araştırmacı gazeteci(!) olarak anket yapıyorum ya, lafa girdim:
- Taksim’de lise öğrencileri protesto için basın açıklaması yapmak istediler ama polis hemen dağıttı. Ben bile biber gazından nasibimi aldım...
Hem de öğrenci velisi olan kadıncağız bilgiç bilgiç cevap yetiştirdi:
- Bey çocuklar haklı. Haklı olmasına haklılar da eylemleri yasak...
Ankete devam:
- Ne yasağı bu? Nerden çıktı yasak olduğu?
Kadıncağız bilgisinden(!) çok emin:
- Tabii. Yasak olmasa polisler coplayıp biber gazı filan sıkarlar mı?
Çevreden yine onay geldi.
Bana da susmak düştü.
* * *
Üsküdar-Çengelköy minibüsü. İlk yolcu benim. Dolmasını beklerken şoför cep telefonuna yumulmuş, heyecanla konuşuyor. Dediklerini anlamıyorum Bu doğal. Ben Kürtçe bilmiyorum. Öğrenme yaşım da geçti. Uzun süren konuşma bitince araştırmacı gazeteciliğe (!) devam ettim:
- N’olmuş?
- Hiç ağabey... Van’da bizimkiler şey çadırı kurdulardı ya...
- Demokratik çözüm çadırı...
- Hah o dediğinden... İşte polis o çadırı sökmüş. Bizimkileri epey hırpalamış. Benim emmioğlu ile yeğen de epey dayak yemişler...
- Polis çadırı neden sökmüş?
- E yasak ağabey! Bizimkiler sivil şey yapıyor ya... Sivil itaatsizlik... Polis de mecburen...
- Neden mecburen?
Cehaletime şaşırarak baktı:
- TeCe devletine itaatsizlik. Yasak yani. Ne edelim, dayak da yesek haklarımızı isteyeceğiz. Hesapta dayak yemek varsa dayak da yiyeceğiz...
* * *
Anket bitti.
Sonunda yasak olmayanın yasak kabul edilmesine, sahte yasaklara alışmaya başlanmış...
Bir an durup soralım:
Basın açıklaması yapmak yasak mı, yoksa demokratik bir protesto eylemi ve anayasal bir hak mı?
Yürüyüş yapıp sloganlar söylemek yasak mı, yoksa Anayasal bir hak mı?
Demokratik çözüm için çadır kurmak, çadırda oturup protesto etmek, asla şiddet kullanmadan yani siyasal terminolojide “sivil itaatsizlik” olarak anılan eylemlere katılmak yasak mı, yoksa kaynağını anayasadan (da) alan bir yurttaşlık hakkı mı?
Şimdi ben tutup”Anayasal eylemlere karşı şiddet kullanan polisler, onlara emir veren polis şefleri, polis şeflerine emir veren valiler, valilere emir veren Hükümet hakkında savcılara suç duyurusunda bulunsam, Bu adamlar Anayasa’yı çiğniyorlar, cezalandırılmalarını talep ediyorum” desem ne olur?
Yoksa böyle bir suç duyurusunda bulunmak yasak mıdır?
Yani “alışmaya alışmamak” suç mudur?
Yorum Yap