İçim Yıkandı…

  • 3.12.2012 00:00

 

Dün gece siyasetten, ülkenin kördüğüme dönmüş sorunlarından bir kaçamak yaptım.

Itrî ve döneminin musikisinden derlenmiş bir konsere gittim.

İyi ettim.

İçim yıkandı…

(Özetleyeyim de yazının akışını bozmayayım: UNESCO 2012 yılını ölümünün 300 yılı dolayısıyla Itrî yılı ilan etti. İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı –İKSV- ile İstanbul Üniversitesi Osmanlı Müziği Uygulama ve Araştırma Merkezi’nin –OMAR- işbirliği ile dün bir konser ve bugün de bir çalıştay düzenlendi. Konseri Gönül Paçacı hazırladı ve Türk Musikisi İcra Heyeti’ni yönetti. Ardından da üç solist dönemin şarkılarını seslendirdiler).

İçim yıkandı.

Hele, Ahmet Özhan’ın salonu da katılmaya davet ettiği finaldeki Itrî’nin dehasından doğmuş “Segâh Tekbir” ve “Salât- Ümmiye”yi dinlerken…

Daha iyi bir tanım bulamıyorum. Dedim a, içim yıkandı…

*    *    *

Yedi yıl önce ben yine bu musiki (müzik değil musiki) ile almışa başımı gitmiştim. Aya İrini Kilisesinde İstanbulluların musikisini dinlemiştim.

Meselâ İstanbul Yahudilerinin müziğini bize taşıyan David Sevi Maftirim Korosundan Türkiye sinagoglarının müziğiydi. Bir uşşak ilahi "Meulal-Şem", sonra İzmirli Şikari Efendi'den bir nihavend  ilahi:"Sefatay".

Meselâ Vartanentes Kilisesi Korosunu dinlemiştim. İstanbul Ermenilerinin musikisini… Bildik, çok bildik bir musikiydi. Bıraksalar siz de mırıldanırdınız. Segah'tan girip Hüzzam'a uğrayıp, Saba, Uşşak dediler ve Buselik'ten çıktılardı.

Meselâ İstanbul Rumlarının musikisini dinlemiştim., Leonidas Asteris yönetiminde Dersaadet Oda Orkestrası ve Ortodox-Rum Kilisesi'nin göbeğinden, İstanbul'dan dinsel ezgiler. Gene çok bildik, gene çok yakın. Ardından Zacharihas Efendi'nin bestesi "Düşmesin miskin gönüller misk-i anber bûlere"...

Ve en sonunda Ayla İrini’nin apsisinde bir anıt adam belirmişti. Görmeyen gözlerini kilisenin tavanına dikmiş ve yüreklerimizde açıklamakta zorlandığımız bir duygu kabarmasıyla bize Buhurizade Mustafa Itrî efendinin “Segâh Tekbir” ve “Salât- Ümmiye”sini dinletmişti.

İçim yıkanmıştı.

Arınmışlık, yücelmişlik, sıradanı aşmışlık duygularıyla konser bittiği halde çakılıp kalmıştım, çakılıp kalmıştık kilisenin tahta sıralarına…

Yedi yıl sonra dün akşam, yıllar önce yitirdiğimiz Kani Karaca’dan bayrağı devralmış Ahmet Özhan’la birlikte yine Itrî  ile buluştuk ve yine “Segâh Tekbir” ve “Salât- Ümmiye”yi mırıldandık ve…

Ve evet aynı cümle: İçim yıkandı…

Ve bir kere daha iman ettim:  İstanbul. Kentlerin kenti. Dillerin, dinlerin, halkların ve kültürlerin başkenti.

*    *    *

Bu yazı mı?

Hiiiiç… Kendime yazdım.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yorumlar (1)

  • Ad Soyad Giriniz...
    Ad Soyad Giriniz...
    27.11.2012 16:18

    Haziran 1996 da başbakan olan Erbakan ın kendi döneminde olan susurluk olayı nedeniyle sivil toplum tarafından spontane olarak başlatıla "sürekli aydınlık için bir dakika karanlık" eylemine destek verip karanlığı yırtmaya destek olmak yerine "glu glu dansı yapıyorlar" demesi, Şevket kazan ın "mum söndü oynuyorlar demesi" bu ortamı provakatörlerin kullanımına uygun hale getirmedi mi?Hırsız ın hiç mi suçu yok, yada bunu görmemek daha mı uygun görünüyor size.

Resmi İlanlar

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums