Barış, demokrasi ve AKP’ye muhalefet

  • 5.05.2013 00:00

 Geçen sene Devrimci Sosyalist İşçi Partisi tarafından düzenlenen Marksizm toplantılarındaki konu başlıklarından bir tanesi de “AKP’ye sosyalist muhalefet” idi. O günlerde, bugün içinden geçmekte olduğumuz “barış süreci” henüz başlamamıştı, Murat Karayılan henüz “terör ergütü elebaşı”ndan “KCK başkanı”na dönüşmemişti.

Ancak bugünkü “barış demokrasi getirmeyecek” tartışması o günlerde ağırlıklı olarak “Yetmez ama evet” ve askeri vesayete karşı verilen mücadele üzerinden “AKP kendi diktatörlüğünü kuruyor, siz de buna alet oluyorsunuz” şeklinde devam ediyordu.

Ben, çözüm süreci başladığından beri devam eden bu barış ve demokrasi ilişkisi tartışmasının o tartışmaya çok benzediğini hatta devamı olduğunu düşünüyorum. Sanırım o günlerde o tartışmada yaşanan saflaşmaların bugün de hala devam ediyor olması bir tesadüf değildir.

Yukarıda bahsettiğim toplantının konuşmacılarından birisi olan Mithat Sancar o toplantıda şunları söylemişti askeri vesayete karşı verilen mücadeleden bahsederken, “… Biz yaptıklarımızın siyaseti genişletmek ve vesayeti geriletmek gibi bir sonuç doğuracağını biliyorduk fakat sonrasının garantisi olmadığını da bilmek zorundaydık. Yani bizim bütün eylemlerimizin sonuçlarını garanti altına alma gibi bir imkânımız yok. Hem fiziksel gücümüz buna yetmiyor hem de fiziksel gücü buna yetenlerin, mesela AKP’nin, yaptığı her icraatın sonucunu garanti etme imkânı yok. Vesayeti geriletmek siyasal alanı açıyor ve bana göre Türkiye’de AKP’ye muhalefet etmeye çalışanlarda asıl büyük korku orada başlıyor. Yani siyasetin alanı açıldığı anda halkla temas, somut yaşamla temas mecburi hale geliyor… AKP bunların gereğini yerine getirmeyebilir. Büyük ihtimalle bunlarla çatışacaktır. Ancak bu süreçte atılan her adım bizim için bir çıta, bir ölçüt oluşturacaktır”.

Bu ölçütü ise ancak siyasete dahil olmayı ve bu siyaset alanında pozisyonunu AKP karşıtlığına göre değil tarihsel olarak demokrasi ve özgürlük mücadelesinin gereklerine, tüm ezilenlerin çıkarlarına göre belirleyenler, buna göre davrananlar ve böylece orada bir güç haline gelmeyi başaranlar belirleyebilir. Yani bir yandan 1 Mayıs’ta demokrasi savaşçısı kesilip öte yandan barış sürecinde mızıkçı çocuklar gibi davrananların ya da Silivri’yi basanların demokratlığı ancak kendi gözlerini boyayabilir. Milyonlar aptal olmadıkları için bunu yemezler!

Ancak Türkiye tuhaf bir ülke. Buradaki her türlü tartışma da tuhaf. Dünyanın herhangi başka bir yerinde barış demokrasi getirir mi diye sorsanız muhtemelen deli muamelesi görürsünüz. En iyimser ihtimalle alacağınız cevap “nasıl yani, savaş mı demokrasi getirir?” olur.

O yüzden Türkiye’de böyle tuhaf soruların altında yatan zihniyeti anlamak için onu biraz kazımanız, asıl tartışmayı ortaya çıkarmanız gerekiyor.

Bugün AKP’nin demokrasi getiremeyeceği gerekçesiyle çözüm sürecinin altına elini koymayanlar aslında bu işi AKP’nin yapıyor olmasından nefret ediyorlar. Tıpkı yıllarca “12 Eylül generalleri yargılansın” diye bas bas bağırdıktan sonra gerçekten yargılanmaya başladıklarında “12 Eylül’ü AKP yargılayamaz, bu mahkeme bir tiyatro” dedikleri gibi şimdi de AKP’nin barışı getiremeyeceğini getirse bile bunun demokrasi ile sonuçlanmayacağını söylüyorlar.

Aslında çözüm sürecinin altına elini koyanların bile yapmadıklarını yapıp barışı ve demokrasiyi sadece AKP’den bekliyorlar. Asıl onlar AKP’ye bel bağlıyorlar. Sürekli AKP’nin neleri getirip neleri getiremeyeceğinden bahsediyorlar. Siyaseti AKP’nin sınırlılıklarına teslim ediyorlar.

Böylesi süreçlerin milyonların zihinlerinde ve hareketlerinde yaratma ihtimali olan potansiyeli  görmüyorlar. Çünkü o milyonlarla zaten bir ilgileri yok, onlara değmiyorlar bile.

Rosa Luxemburg, Rus Devrimi Üzerine adlı muhteşem eserinde “özgürlük, her zaman ve özellikle farklı düşünenin özgürlüğüdür” derken bir kamusallık tarifi yapar. Bu kamusallığın en önemli özelliği adaletli olmasından ziyade eğitici, besleyici ve etkin olmasıdır. Böylesi bir kamusallık kaybetme riskini de göze alarak özgürlük ve özgürleşme hedefiyle hareket etmeyi gerektirir.

Barış da demokrasi de işte bu hareket içinde kazanılır!

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums