Avrupa’nın endişeli modernleri

  • 16.04.2013 00:00

 Bir gazetecilik projesi kapsamında bir haftadan beri Hollanda’dayız. İletişim öğrencileri olarak Hollanda hakkında haber yapacağız. Benim seçtiğimi konulardan bir tanesi Hollanda’nın ırkçı partisi PVV (Freedom Party -  Özgürlük Partisi)’nin geçen sene başlattığı “Camiye Hayır” (MoskNee) kampanyası çerçevesinde İslamofobi’yi incelemekti.

PVV, bir web sitesi üzerinden başlattığı bu kampanyada Hollanda’nın  giderek İslamileştiğini, bunun en önemli göstergelerinden birisinin de Hollanda’da giderek artan cami sayısı olduğunu söylüyor. PVV’nin çağrısı tam olarak şöyle, “Hollanda Müslüman bir ülke değil ve asla olmamalı. Ancak Hollanda’da İslam’ın etkisinin her geçen gün arttığını görüyoruz. Müslüman nüfusunun giderek artmasıyla birlikte – 2013’de bu sayı 1 milyon – camilerin sayısı da hızla artıyor. Şu anda Hollanda’da 450’den fazla cami var. Camilerin olmadığı bir Hollanda çok daha güzel olurdu. Dolayısıyla PVV diyor ki; artık yeter! Artık Hollanda’da daha fazla cami olmamalı” .

Doğrusunu isterseniz, bir gazetede gördüğüm bir haber nedeniyle bu konuyu araştırmayı seçerken sorunun bu kadar derin olduğunun farkında değildim.

Projenin bileşenlerinden birisi olan Free Press Unlimited’ın ofisinde geçtiğimiz Çarşamba günü gerçekleşen toplantıda bize yapılan sunumda Hollanda’dan Suriye’ye, Özgür Suriye Ordusu saflarında savaşmak için giden Müslümanların dönüşte zaten tepkili oldukları Batı’ya karşı daha radikal eylemlere girişeceklerinden endişe edildiğini öğrendik. Bu endişe, hükümet ve medya tarafından da dile getiriliyormuş.

Aynı şeyi, Hollandalı gazeteci Carel Brendel de, bir sonraki gün yaptığımız görüşmede daha ben sormadan söylüyor. Üstelik bu endişeyi kendisinin de taşıdığını saklamıyor. Şöyle diyor Brendel, “Ben kesinlikle Müslümanların bütün özgürlüklere sahip olması gerektiğine, ibadetlerine yönelik hiçbir kısıtlamanın olmaması gerektiğine inanıyorum. Ama aynı zamanda da Hollanda’nın iç politikasında etkin olmalarından endişe ediyorum çünkü Batı’ya karşı çok tepkililer. Suriye’ye savaşmak için giden Müslüman gençlerin Hollanda’ya döndükten sonra terörist eylemlerde bulunması bence çok yüksek bir olasılık ve bununla ilgili ne yapacağımızı bilmiyoruz”.

 “Peki Irak ve Afganistan’a savaşmak için giden Hollanda ya da ABD askerlerinin dönünce terörist olmasından neden endişelenmiyorsunuz?” diye sordum. “Ama onlar Batı değerlerine düşman değiller” dedi.

Brendel aslında söylediğinin son derece demokratik olduğunu düşünüyordu. PVV’nin “Camiye Hayır” kampanyasına bireysel olarak katılmıyordu. Ama bir yandan da bu kampanyanın İslamofobi ya da ırkçılık olmadığını, böyle bir talebin dile getirilebileceğini sadece kendisinin buna katılmadığını söylüyordu.

Bu da Hollanda’daki bir diğer ciddi tartışma konusunu oluşturuyor.

 PVV’nin “Camiye Hayır” kampanyası da Hollanda’da, genel olarak, islamofobi ya da ırkçılık olarak değil ifade özgürlüğü olarak değerlendiriliyor. Özellikle 9/11’den sonra BM, ECRI gibi uluslar arası kuruluşların islamofobiyi yeni ırkçılık biçimleri arasında değerlendiren raporlarına rağmen, ırkçılık şiddet çağrısı yapıyor olmakla sınırlandırılıyor ve bunun dışındaki bütün söylemler “düşünce ve ifade özgürlüğü” kapsamında değerlendiriliyor. Bu da başka çok ciddi ve önemli bir tartışma konusu aslında.

Dolayısıyla bir yandan düşünce ve ifade özgürlüğü, demokrasi gibi kavramlar kutsanırken diğer yandan “öteki” olana dair endişeleri dile getirmek de birden düşünce ve ifade özgürlüğü haline geliveriyor.

Sonuçta Hollanda’da ilk bir haftada edindiğim izlenim şu; bizim yeni keşfetmeye çalıştığımız ve yirmi yıl ve hatta belki on yıl öncesine kadar Batı’nın göğsünü gere gere anlattığı “farklılıklarımızla birlikte yaşamak”, “çok kültürlülük” gibi kavramlar Batı’da artık çok ciddi şekilde sorgulanıyor. Ancak bu sorgulamaya sağ söylemin hakim olması bir yandan vatandaşlık tanımından siyaset yapma biçimlerine kadar hayatın her alanını etkilerken diğer yandan da PVV gibi popülist olduğunu öne süren ama aslında ırkçı ve islamofobik olan partilerin düşünce ve ifade özgürlüğü adı altında yeni ırkçılık biçimlerini kapsayan söylemler geliştirmelerine ve kendilerine taban bulmalarına yol açıyor. Üzerine bir de ekonomik krizi eklediğinizde manzara tamamlanmış oluyor.

Yani bu dönemde sadece Türkiye değil tüm dünya yeniden şekilleniyor. İnsan Brendel gibilerin sözlerini duyduğunda bu şekillenmeye ezilenlerden, her türlü ayrımcılığa uğrayanlardan yana müdahil olmanın ne kadar önemli olduğunu düşünüyor. 

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums