‘Devlet sırları’nı okuyan hâkimlerin ruh halleri?

  • 28.11.2013 00:00

 Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etütler Vakfı (TESEV) Demokratikleşme Programı çerçevesinde hazırlanan son rapor tam bir demir leblebi: Yut yutabilirsen...

Nur Kırmızıdağ ve Koray Özdil’in katkılarıyla avukat Gülçin Avşar’ın hazırladığı rapor, Ergenekon davası dosyalarında yürütülen bir kazı çalışmasının semeresi... Kazıdan amaç, Türkiye’nin yakın geçmişindeki vesayetçi-darbeci girişimler üzerinde odaklanan Ergenekon davalarının bu arada ıskaladığı bir hakikati gözler önüne sermek... Avşar’ın titiz çalışmasının başlığı “ıskalanan”ın ne olduğunu net bir biçimde koyuyor ortaya: Ergenekon’un Öteki Yüzü: Faili Meçhuller ve Kayıplar.

***

Ergenekon davasının başlangıcında, davanın nereye odaklanacağına dair üç ihtimal vardı:

Birinci ihtimal: Dava darbelere odaklanabilir, faili meçhul cinayetleri ve kayıpları ilgi alanının dışında bırakabilirdi.

İkinci ihtimal: Dava odağına cinayetleri ve kayıpları alabilir, darbe girişimleriyle ilgilenmeyebilirdi.

Üçüncü ihtimal: Bir “odak tercihi” yapılmaz, Türkiye’nin darbeci geçmişiyle faili meçhuller geçmişinin biribirinden ayrılamayacak ölçüde kaynaştığı tesbitiyle hem darbe girişimlerine hem de cinayetlere ve kayıplara odaklanılırdı.

Şimdi artık biliyoruz: Bu üç ihtimalden birincisi seçildi, Ergenekon davası “darbelere odaklanma” tercihi üzerinden yürütüldü ve bitirildi.

***

Yine de öteki “muhâl” ihtimaller üzerine birkaç şey söylemek istiyorum.

Ergenekon davasının darbelere değil, cinayetlere odaklanması gerektiğine dair görüşlerin en berraklarından biri Kürşat Bumin tarafından dile getirilmişti (“Önce cinayetler diyorum” Yeni Şafak, 17 Şubat 2009).

Bumin’e göre, böyle yapılırsa, “dava sürecinde bu çerçevede ortaya çıkacak ‘hakikatler’ (kamuoyundaki) bölünmüşlüğü hızla azaltacak”tı.

Bumin, darbe teşebbüslerinin yargılanması imkânını da o günlerde kesinlikle görmüyordu.

Ben ise Bumin’le o günlerde giriştiğim tartışmada “cinayetler”in ve “darbe girişimleri”nin biribirinden ayrılamaz iki süreç olduğunu savunuyor, davanın “odak” tercihi yapmaması gerektiğini savunuyordum.

Gülçin Avşar, bugün davanın cinayetleri ıskaladığını kabul ediyor ama şunu da ekliyor: “Eğer dava aynı anda hem faili meçhullere hem darbelere odaklansaydı, belki 5-6 yıl daha uzayacaktı.”

Neyse, bu faslı kapıyorum...

***

Cumartesi günü TESEV’in raporuna biraz daha yakından bakacağız... Bugünkü yazıyı, raporun bence en önemli noktası olan “devlet sırrı”na dair Avşar’ın bir televizyon programında söyledikleriyle bağlayayım:

“Hâkimler karar veriyorlar, sadece onlar... Belgeleri inceliyorlar, ‘devlet sırrı’ içerenleri ayıklıyorlar ve artık ondan sonra savcılar ve avukatlar dahil kimse onları göremiyor.”

Gülçin Avşar’ı dinlerken, bizim gibi sıradan insanları korumak için bizim adımıza gönüllü olarak her gün saatlerce “aşırı şiddet ve cinsellik”e maruz kalan eski Muzır Kurulu üyeleri geldi aklıma.

Şimdi de hâkimler... Düşünsenize, dosyalardaki tahammülfersâ olayları okuyorlar ve ardından onların arkasındaki kurumsal “sır”ları belirleyip ulaşılamaz kılıyorlar.

Eskiden Muzır Kurulu üyelerinin ruh hâllerini çok merak ederdim, şimdi onların yerini bu hâkimler aldı.

Bilmiyorum, belki de çok naif bir yaklaşımdır benimkisi... Belki de dolandırılmakta olan profesör gibi “devletim”le birlikte operasyon yaptıklarını düşünüyordurlar ve gayet de huzurludurlar.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums