EĞİTİM SİSTEMİNE İDEOLOJİK MÜDAHELE EDEREK TÜRKİYE’YE KÖTÜLÜK ETMEYİN!

  • 10.03.2012 00:00

Milli Eğitim Bakanı, getirmeye çalıştıkları 4+4+4=12 yıllık eğitim tasarısına yöneltilen eleştirilere; “Bunlar ideolojik dedi”. Bu olay, savunma mekanizmalarından dışa yansıtmaya örnek olarak verilebilir. Bakan 4+4+4=12 yıllık kesintili zorunlu eğitim tasarısıyla ulaşılmak istenen ideolojik beklentinin farkına varıp da bunu açığa çıkaranları “ideolojik” olmakla suçluyor. Böylece yapılanın üstünü örtmeye çalışıyor.

Eski Milli Eğitim Bakanlarından biri geçenlerde bir televizyon kanalında, her gün çocuklarımıza derse başlarken okuttuğumuz, “Andımızın” kaldırılmasına şiddetle karşı çıkan ulusalcılara, niye değişmesin anlamında “Ayet mi bu” demişti. “Şecaat arz ederken sirkatin söylemek” bu olsa gerek. “Andımız” kaldırılsa, çocuklar derse başlarken “Oku, Allahın adıyla oku.” gibi ayetlerle derse başlasalar, anlaşılan eski Bakan’a yetecek, içi rahat edecek.

Bizim merkeziyetçi geleneğimiz içinde eğitime ne zaman ideolojik yaklaşılmadı ki.

II. Mahmut, 1824’de ilköğretimi zorunlu kılan fermanı; çocuklar hayata atılmadan önce İslam’ın şartlarını, dinini, milletini, padişahını bilsin diye çıkarmıştı. II. Abdülhamit merkezi otoriteyi elinde tutabilmek için modern eğitimi araç olarak kullanırken, mülkiye, tıbbiye, hukuk mektebi gibi okulların programlarını dinileştirdi. Yöneticilerin bu programları uygulayıp uygulamadıklarını kontrol etmek için okullarda birer müfettiş bulunduruyordu. Mülkiyeye ait 1891 yılında çıkarılan bir kararnamede; derslere son verilmeden önce “Elem tere keyfe” suresinden başlayarak “Fatiha” suresine kadar kuran okutturulması, daha sonra on kadar selat ve selam okutturulduktan sonra “Padişah devlet ve millet ve alel husus Muhammet ümmeti hakkında bir dua” ile derslerin sona erdirilmesi isteniyordu. Şimdi de derslere “Türküm, doğruyum” dedirterek başlatıyoruz. Gelenekten sapma yok.

II. Meşrutiyet yıllarında İttihat ve Terakki iktidarı ele alınca eğitim “Din ve Devlet için” olmaktan çıktı, “Millet ve devlet için” haline geldi. İttihat Terakki’ciler kendi projeleri doğrultusunda siyasi elit yaratmakla yakından ilgilendiler. Bunun için ülkenin çeşitli yerlerine İttihat ve Terakki Sultanileri açtılar. Cumhuriyet yıllarında da uluslaşma projesi içinde bir yandan yüksek öğretim yolu ile devleti ayakta tutacak asker sivil kurtarıcılar yetiştirilirken, ilköğretim yolu ile de halkın kurtarıcılarına biat etmesi sağlanmaya çalışıldı. Tevhidi Tedrisat yasasının çıkarılmasının da Halk Evlerinin kurulmasının da ardında yatan asıl amaç “vatandaş”ı sisteme entegre etmekti.

1960’lardan sonra “Türk ırkı”, “Türkün derin tarihi” gibi etnik vurgular yumuşadı. Uluslaşma süreci “Atatürk ilkeleri ve inkılâpları”, “Atatürk milliyetçiliği” gibi ortak paydalar etrafında sürdürülmeye başlandı. Okullarda dersler “Andımızla” başladı. Tarih, Türkçe, edebiyat derslerinde “Atatürkçülük konuları” başlığı altında “Atatürk” kültü etrafında tek tip insan yetiştirme projesi hep sürdürüldü.

12 Eylül 1980 darbesinden sonra Türk İslam sentezi arayışı içinde dinin aynileştirici rolünden yararlanılmaya özen gösterildi. İlköğretimde din dersleri zorunlu hale getirildi. Sola yönelişin önünü dini yönelişle kesmeye çalışan siyasal elit, siyasi rakiplerinin elini güçlendirecek uygun ortam hazırladığının farkına vardığında, iş işten çoktan geçmişti. 1990’lı yıllarda rant kavgası içinde ciddi bir yozlaşma içine giren, Türkiye’yi ekonomik bunalıma sürükleyen egemen elit, halkın nezdinde itibarını hızla kaybetti. Dini referans alan kurtarıcılar ise geleneksel elit’in otoritesini giderek daha fazla tehdit edecek biçimde bu koşullarda güçlendiler. Bu tehdit 28 Şubat sürecinde geleneksel yöntemler kullanılarak, sekiz yıllık eğitim projesi ile bertaraf edilmeye çalışıldı, ama olmadı. Köprülerin altından çok sular geçmişti. Yanlış hesap artık Ergenekon’la falan da düzeltilebilecek gibi de değildi.

Şimdi yeni kurtarıcılar, eğitim yolu ile kendi yolculuklarını güvence altına almaya çalışıyorlar. Olan biten budur.

Alevileri Sünnilerin ibadet eğitimini almaya zorla. Kürtlere bırakın ana dillerinde eğitimi; ana dillerini bile öğrenmeyi yasakla. Ama öte yandan Arapçayı seçmeli ders olarak okullara koy. Çocuğu henüz ergenlik dönemine girmeden “dindar gençlik yetiştirme” düşüncesiyle beyin yıkama projesinin içine al. Mesleki eğitime yöneltiyorum aldatmacasıyla, İmam Hatiplerin orta kısımlarını faaliyete geçir. Böylece siyasi rakiplerinin elini zayıflatmaya, iktidarının devamını güvence almaya çalış.

Alın size “İleri demokrasi” yolculuğu.

”Aynilik” dayatma halini aldığında, ister istemez farklıkları birbirine yaklaştıran değil uzaklaştıran bir rol oynar. Çünkü kendini dayatılan ayniliğin içinde görmeyen, bu ayniliği bir tehdit olarak algılayan farklılıklar kendi farklılıklarını daha köşeli, daha kararlı, daha sert bir biçimde ortaya koyma yoluna giderler. Silah geri teper. Bugüne kadar hep böyle oldu.

Birliği bütünlüğü bu yolla sağlama düşüncesi boş bir hayaldir. Bundan öncekiler bu yolu denediler, şimdikiler ortaya çıktı. Şimdikiler de bu yolda yürüyor. Bu topraklar savaş alanı olmaya devam ediyor. Birbirinin boğazına yapışan insanlar yetiştirerek nereye varabilirsiniz?

Türkiye zaman kaybediyor. Enerjimizi birbirimizi yiyerek tüketiyoruz.

Eğitim yoluyla bir yandan toplum kendinden sonraki kuşaklara değerlerini aktarma yoluyla kuşaklar arası çatışmayı önlemeye, istikrarı korumaya çalışılırken; diğer yandan bireye ilgi ve yetenekleri doğrultusunda kendini geliştirme, gerçekleştirme, mesleki kişilik sahibi olma fırsatı verilir. Siz bireyi toplumsal projelerinize, beklentilerinize feda ederseniz; beklentinizin tam tersi sonuç alırsınız. Toplumun sağlıklı değişmesi, dönüşmesi için gerekli kanallar oluşamaz. Eğitimin hem istikrar hem de değişim aracı olarak iş görmesi, çağdaş, demokratik huzurlu bir toplum olarak varlığı sürdürmenin güvencesidir.

Buradan seslenmek istiyorum. Gelin günü birlik siyasi, ideolojik çıkarlarla hareket ederek eğitim yoluyla gençliğimizi zehirlemeyi artık bırakalım. Geleceği hazırlıyoruz derken, geleceğimizi heba etmeyelim. Çağdaş, demokratik Türkiye’nin; bir biri ile barış içinde yaşacak, çoğulcu toplumun ihtiyaçlarına göre, gelin eğitim sistemimizi yeniden düzenleyelim.         

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums