5N+1K sosyal medya saldırganlarına yenilecek mi?

  • 28.09.2018 00:00

  Türkiye’nin hem ekonomi hem de toplumsal hayatına ciddî katma değer getirecek her girişime ve projeye saldırmayı kendisine stratejik hedef seçmiş bazı siyasîler ile onların ağzından çıkan her şeyin üstüne atlayan ya da kendisi gerekli hikâyeler uydurarak çamur atma dünyasını zenginleştirmeye çalışan, küçük de olsa bir grup medyamız var…

Bunlar için en iştah açıcı konulardan biri hiç şüphesiz Yeni Havalimanı. Hatırlardadır… Kısa bir süre önce bir tanesi kalkıp bir tane, rakamla da yazalım 1 tane, kamyon şoförü ile konuşmuş, tam sayfa haber yapmıştı: “Yeni Havalimanı inşaatında 400 işçi öldü…”

Buradan yola çıkarak ‘işçi cinayetleri’ kavramını ürettiler… Önce bizim sosyal medyanın militan agresörleri, sonra da Batı’nın ciddî sayılabilecek ancak İslamofobi odaklı, Erdoğan düşmanı basın organları hemen bu yalanın üstüne atlayıp hızla yaydılar…

Haber yalandı. Hem de kuyruklusundan. Çalışma Bakanlığı dahil resmi ya da gayrı resmi tüm ilgililer 36 bin kişinin çalıştığı bu sahada hayatını kaybetmiş olanların sayısını defalarca açıkladılar: 27 kişi !.. 400 ve 27… Yabancı basın 400’e inanmayı tercih etti. Onların Türkiye’deki uzantıları da… Yalanın tortusu da bir şekilde hafızlarda kaldı…

Salı günü Avrupa Birliği’nin yaptırdığı bir araştırmadan ve Mısır’ın antidemokratik rejimin sosyal medya üzerindeki yalana dayalı saldırıları engellemek için aldığı kararlardan bu sütunda bahsetmiştik… Araştırmaya göre Avrupalı özel ve kamu kurumlarının %55,8’i yalan haberlerin kendi kurumları için büyük bir problem olduğunu söylüyorlardı… Mısır da anti demokratik saldırıları anti demokratik yasalarla engellemeye çalışıyordu.

Türkiye’deki cezalar, henüz bireysel ile kurumsal hak ve özgürlükleri koruma altına alabilecek düzeyde değil… Mutlaka bir düzenleme gerekiyor… Çünkü internette ‘çamur at izi kalsın’ numarası iyiden iyiye etkili…

Bir başka örnek… Salı günü BBC geçtiği bir haberde Yeni Havalimanı’nda 400’e yakın işçinin servisleri protesto ettiğini ve 4 işçinin de göz altına alındığı yazıyor. İGA’nın iletişim ekibi de tamamen yalan olan haberi düzeltmek üzere BBC Türkiye’den bir muhabirle görüşüyor. Muhabir, hiçbir şekilde İGA’ya sorulmadan, kaynak gösterilmeden haberleştirilen bilginin Londra’dan yapıldığını aktarıyor. Gerekli düzeltmeyi yapacaklarını belirtiyor…

Peki, haberin kaynağı neresi?.. İnşaat İş Sendikası’nın attığı bir tweet… Hani TİKKO üyesi olduğu iddia edilen Özkan Özkancı’nın sözcülüğünü yaptığı sendika…

Başka bir tweet’e dayalı ‘gazetecilik’ (!) olayı da Sözcü’den… “İşçiler aç kaldı” diye bir haber yapmışlar… Tabii yine Yeni Havalimanı ile ilgili… Bu ikinci haber de İnşaat İş’in tweet’ine dayanıyormuş…

Bunun üzerine Sözcü Gazetesi aranmış. Bizlerden bilginin doğruluğunu kontrol etmeden neden haberleştirdiniz, diye sorulmuş… Yanıt şu olmuş: “Sosyal medyada çok okunan, paylaşılan haberlerin etkisi büyük olduğu için direkt gazeteye taşıyoruz!..” Ancak Sözcü’deki arkadaş da işin doğrusunun tüm taraflara sormak olduğunu tespit etmiş…

Şu iletişim fakültelerinde okutulan haberin 5N+1K’sı var ya… Sosyal medya sayesinde iflas etmiş durumda. Ne, nerede, ne zaman, nasıl, niçin ve kim sorularının yanıtı olmalı haberde diye öğretilir… Gelişmiş ülkelerin medyasında hâlâ buna dikkat edenler var… Ya bizde durum ne?.. Vahim… Hele de Yeni Havalimanı gibi projelerde sona yaklaştıkça sosyal medya ve ona yaslananların saldırıları giderek artıyor…

Sosyal medya sadece sınırsız sorumsuz saldırganlara mı bırakılacak?..

  • THY’ye üç basit soru
  • Geçen hafta sonu Saraybosna’daydık… Bir taşla üç kuş vurmaya gittik… Yıllardır Saraybosna ve Mostar’ı görmek, hayranı olduğumuz Alija İzzetbeviç ve silah arkadaşlarının anıt mezarlarını ziyaret etmek istiyorduk. Türkiye Bilişim Vakfı’nın Yönetim Kurulu Toplantısı ve (Bilgisayar Mühendisliği Bölüm Başkanlarının katılımıyla) 32. Uluslararası Bilgisayar Bilimleri ve Mühendisliği Konferansı aynı tarihlerde Saraybosna’ya alınınca üç kuş bir araya gelmiş oldu.
  • Dönüş geçen Pazar günü idi… THY’nin 14.00’deki uçağına bindik… Uçak pist başı yaptı. Tüm prosedür tamamlandı. Anonslar falan… Tam kalkacağız; Kaptan’ın anonsu: “Küçük bir teknik arıza nedeniyle park pozisyonuna dönüyoruz”
  • Döndük… Orada ikinci anons: “Teknisyeni çağırdık. Yarım saate gelecek.” Herhalde adamcağızı evinden çağırıyorlar, diye düşündüm. Saraybosna’da mesafeler kısa… Bu arada üçüncü anonsu duyduk: “Benzin alacağız!..”
  • Bir tanker yanaştı. Benzin vermeye başladı. O sırada teknisyen geldi. Kokpit’e girdi çıktı falan… Sonra indi uçaktan… Hemen ardından dördüncü anons: “Teknik arıza giderildi. (İngilizcesi: Everything’s under control). Kalkıyoruz”… Motorlar çalıştı. Taksi yapmaya, apronda hareket etmeye başladık… Sonra tekrar durduk… beşinci anons geldi kaptandan… “Arıza tekrar nüksetti… Park pozisyonuna dönüyoruz.”
  • Bu arada yemek servisi yaptılar… Uçağa bindiğimizden bu yana 2,5 saat geçmişti… 3-4 kişi uçaktan inip gittiler… Güvenlik nedeniyle herkes el bagajlarını gösterdi… Aradan yarım saat 40 dakika geçti… Ve herhangi bir anons yapılmadan uçak hareketlendi. Pist başı yapıp havalandı…
  • Allah’a şükür, kazasız belasız Atatürk Havalimanı’na indik… Uçak gitti Turkish Technic’in önünde durdu… İlk anonstan başlayarak, beni tanıyanların anlayacağı gibi, kabin ekibini bilgilendirme konusunda taciz etmeye başladım, “Kaptana söyleyin iletişimi bence gerektiği iyi yönetemiyor… Arızanın küçük olmasını söylemesi yetmez. Ayrıntılı bilgi versin”. En az üç ayrı görevliden ricacı oldum. Sanırım çekindiler Kaptan’a bu önerimi iletmeye…
  • İnsanlar tüm uçuş boyunca hayli tedirgindiler. Uçak park ettikten sonra son yolcunun da inmesini bekledim. Ve Kokpit’in önünde duran görevli arkadaşa dedim ki: “Bakın, geldik artık, hiç değilse şimdi söylesin, lütfen Kaptan, küçük teknik arıza neydi? Biz nasıl geldik?” Görevlinin pilot kabinine girmesiyle çıkması bir oldu: “Kaptan diyor ki, ben bilgi veremem. Çok istiyorsa THY’ye sorsun!”
  • O halde şimdi THY’ye üç şey soruyorum: 1. Bizi sağ salim memlekete getirdiği için samimiyetle şükran duyguları beslediğim Kaptan’ın iletişimi yönetme biçimi doğru mudur? Sorun anında THY standart bilgilendirme prosedürü bu mudur? 2. Gerçekten o uçaktaki arıza ne idi?.. 3. Eğer prosedür buysa, bu yaklaşım, uçuş sayısındaki rekor artışlar nedeniyle THY’nin giderek arıza yapma olasılığının arttığı yolundaki dedikoduların yayılmasına neden olmaz mı?

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums