Bağımsız yargının iletişimi de bağımsız olmalıdır

  • 8.02.2017 00:00

  15 Haziran günü bu sütunlarda kaleme aldığımız “Tek çıkış yolu, provokasyona gelmemektir” başlıklı yazımızdan şu alıntıyı yapmamız farz oldu:

“Bizim yargı sisteminin iletişimi nasıl yürüyor, dersiniz? Yanıtını ben vereyim… Yürümüyor… Yargı sistemimizin iletişimi yönetilmiyor. Yani yargı sistemimiz iletişim yapmıyor…

Yargı organlarının ve tüm adalet sisteminin sıcak gündemin bu kadar içinde, hatta merkezinde olduğu bir dönemde yargının gıkını çıkaramadan kum torbasına dönmesi ve bütün saldırı oklarının onun üzerinden doğrudan iktidara ve de “Saray darbesi” gibi galiz laflarla Cumhurbaşkanının şahsına yönelmesi, ‘kaderin bir cilvesi’ olmamalı.

Yargı madem ‘bağımsız’; o zaman yargının bağımsız bir iletişim stratejisi ve uygulaması şarttır. Bir sözcüsü olmalı yargının çeşitli kademelerinin. Bunlar önemli; kamu vicdanında açıklama gerektiren karar ve uygulamalarda mutlaka iletişimi yönetebilmeli, hatta yasal dayanakları da ifade ederek kamuoyunu bilgilendirmeli, kamu vicdanını rahatlatmalı, dünya basınının karşısında yasaların elverdiği ölçüde aslanlar gibi dimdik durabilmelidir.”

“Bizi duydular” demeyeceğim tabii ki… Ancak “Aklın yolu bir!” diyebilirim herhalde. Yukarıdaki yazının mürekkebi kurumadan, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı İrfan Fidan açıklama yaptı… Konu, Adana ve Hatay’da Ocak 2014’te MİT tırlarının durdurulması olayını organize ettikleri belirtilen FETÖ’nün “sivil imamı” 11 kişi ile bir tuğgeneralin de aralarında bulunduğu 55 şüpheli hakkında hazırlanan ve İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilen yeni iddianameyle ilgiliydi.

İrfan Fidan, “Aynı suç kapsamında Enis Berberoğlu, yargılama sonunda 25 yıl hapis cezası aldı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı olarak olayla ilgili soruşturmamız çok yönlü devam ediyor. Tırların durdurulması eylemine katkıda bulunanlar, bu işe dahil olanlar, görüntüleri Berberoğlu’na temin eden kişi veya kişilere yönelik soruşturma devam etmektedir” demiş.

Başsavcı, iddianamede yer verilen “sivil imam”ların ABD Büyükelçiliği ve ABD İstanbul Başkonsolosluğu ile telefonla irtibat kurduklarının da ortaya çıktığını dile getirmiş.

MİT TIR’larını durduran Jandarma görevlilerinin ve olay yerine giderek eylemi yönlendiren 2 sivil imamın TIR’ların durdurulmasından hemen sonra ABD Büyükelçiliği ve Başkonsolosluğu’nu aradığı ortaya çıktı. Sivil imamlardan Bayram Andaç’ın toplamda 5,5 dakika, Muhammed Gözüküçük’ün ise 3 dakika Büyükelçilik ve Başkonsolosluk görevlileriyle görüşme yaptığı tespit edilmiş.

İşin iletişim boyutunun bundan sonrası daha da önemli. Başsavcının olayın ABD temsilciliklerinden sorulduğunu açıklamasının hemen ardından bu kez ABD makamları, böyle bir yazının kendilerine ulaşmadığını belirtmişler. Başsavcı bunun üzerine yeni bir açıklama yaparak olaylara biraz daha netlik kazandırmış.

İletişim içeriğinden çok sistematiği ilgilendiriyor bizi… Olması gereken de budur… Mademki yargı bağımsızdır, iletişimi de bağımsız olmalı; hükümet işin içine çekilmemelidir. Umalım bu, bir başsavcımızın bireysel kahramanlığı ve başarısı değildir ve bir iletişim sistematiği olarak bütün yargıyı kapsar…

Dünya bitti, başka gezegene…

Biraz gecikerek de olsa; ünlü fizikçi Stephen Hawking, Donald Trump’ın ABD’yi Paris Anlaşması’ndan çekmesinin küresel ısınmayı geri dönüşü olmayan bir noktaya taşıyabileceği uyarısında bulunmuş.

75. doğum günü etkinlikleri kapsamında BBC’ye konuşan Hawking; dünyanın Venüs gezegenindekine benzer bir sera etkisiyle 250 dereceye kadar ısınabileceğini, gökten de sülfürik asit yağabileceğini söylemiş. Üstüne üstlük benzer senaryolar nedeniyle insanlığın soyunu devam ettirmek için başka bir gezegeni kolonileştirmesinin zorunlu olduğunu ifade etmiş.

Yani önce dünyanın içine etme sonra da yine içine etmek üzere yeni bir gezegen arama ‘özgürlüğünün’ altını çizmiş…

(Bu arada bir dipnot: BBC’nin araştırmasına göre, Türkiye’de ABD’ye olumsuz bakış 3 yılda yüzde 28 oranında artmış.

BBC Dünya Servisi’nin GlobeScan/PPC araştırma şirketine 19 ülkede yaptırdığı kamuoyu araştırmasına göre, 2014 yılına kıyasla ABD’ye olumsuz bakışın en fazla arttığı ülke Türkiye olmuş. Türkiye’de bu oran yüzde 36’dan yüzde 64’e çıkmış. Anlaşılan ABD’nin 2014 yılından da çok önceleri hayli etkili olduğu tartışılmaz yumuşak gücü, diğer deyişle ‘soft power’, artık buralarda pek sökmez olmuş.)

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums