Tırıs giderler…

  • 29.09.2016 00:00

 Aslında yazının başlığı “Vız gelir tırıs giderler!” olmalıydı. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak'ın, 2 bin kişiye istihdam yaratacak çağrı merkezleri projesinin ilkinin Denizli'deki açılışında yaptığı konuşmada dediği gibi..


Moody's'in not indirimi kararına değinen Bakan, “Türkiye para politikaları konusunda her geçen gün daha da güçleniyor. Büyümeye devam ediyoruz. Son 14 yılda bu kadar güçlü ve istikrarlı bir dönem yaşanmadı. Türkiye küresel oyunun içerisinde. Mücadelemiz ve çalışma azmimiz bitmeyecek. Bugünümüz dünümüzden daha iyiydi, yarınımız da bugünümüzden daha iyi olacak” demiş.

Tartışma da bu noktada zaten değil mi?

Cumhurbaşkanı 'One minute' çekiyor (toprağı bol olsun) Şimon Peres'e; bizim münafıklar ayağa kalkıyorlar, “Ne yapıyorsun sen? Senin haddine mi?”

Cumhurbaşkanı Birleşmiş Milletler'de hak edenlere ayar veriyor. Ana muhalefet liderinden hemen itiraz: “Utanç duydum. Muhtarlara mı konuşuyorsun?”

Cumhurbaşkanı kime “Ey!” diye seslense, ona edep, adap öğretmeye kalkan 'tek parti döneminden kalma, bürokratik oligarşi genli, Batı karşısında aşağılık kompleksinden başka bir şey duymayan ezik ecnebi aydın tayfası'…

Hani 'adap' dedikleri de aslında had bildirme… “Sen koskoca Batı'ya haddini bilmeden nasıl kafa tutarsın? O Batı ki, istese seni üç köftede yer bitirir! Ne yapıyorsun sen?”…

“Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir” diyen ve 'Milli Bağımsızlığın' tüm gereklerini bir yaşam biçimi haline getirmiş olanGazi Mustafa Kemal Atatürk'ün Batı karşısındaki o muhteşem 'had bilmezliğini' bunlar nasıl anlıyorlar acaba?...

Microsoft, İstanbul Bilişim'in elinde ne hale gelmiş?

Müşteri hizmetleri nasıl yönetilemez konusunda hepimize bir küçük ders olması ümidiyle, aşağıdaki olayı bir süre beklettikten sonra yazmaya karar verdim.

İşim gereği bilgisayar konusuna hem donanım hem de yazılım anlamında merakım vardır. Teknolojiyi araç olarak görüp kullandıkça ve de onun kölesi, hastası haline gelmedikçe kurduğum dengenin yerinde olduğunu düşünürüm.

Geçen yıla kadar diz üstü bilgisayar olarak Sony Viao kullandım. Çok da memnundum. Sonra Sony, Viao'yu artık üretmeyeceğini açıkladı. Biz de bir arayışa girdik. IT Direktörümüz Ediz Ölek bey kılı kırk yardı. Tablolar yaptı. Ürünleri karşılaştırdı. İncelememiz sonundaMicrosoft'taki arkadaşlara da danıştıktan sonra çıkmasını uzunca bir süre sabırla bekleyip 25 Aralık 2015 günü bir Microsoft Surface Pro 4aldık. İletişim Danışmalığı şirketimiz sağ olsunlar tamı tamına 8.073.27 TL ödemiş bu gelişmiş alet için…

Bana sorarsanız değermiş… Gerçekten rahat ettim. Sadece klavye ile biraz sorunum vardı. Parantezlerin yeri yanlıştı. Karıştırıp duruyordum. Aleti satın aldığımız yere İstanbul Bilişim şirketine durumu bildirdik. “Sorun değil bir ara getirin bakalım” dediler. Sürekli kullandığım için tabii ki 'götüremedik'…

Kısa bir süre sonra, Türkiye'de uyduruk bir şekilde yazdırıldığı anlaşılan Türkçe karakterler silinmeye başladı. İ ve Ş harfleri tamamen yok oldu. Diğerleri de varla yok arası bir şey hale geldiler. Daha 9 ay olmuştu…

İstanbul Bilişim'in müşteri hizmetlerini aradık. Alpaslan bey diye biriyle konuştuk. Dedi ki:

- Klavyeyi bir süre bırakın inceleyelim!.

- Bilgisayarsız kalamayız kardeşim. Ancak siz geçici bir klavye verin. İşimiz görülsün. Öyle bırakalım.

- Size geçici klavye veremeyiz.

- Bak kardeşim biz gazeteciyiz. Pek duramayız öyle. Siz en iyisi, yetkili bir arkadaşınıza sorun.

- Bir dakika sorayım…

- Sordum. O da veremeyiz, diyor. Getirip klavyeyi bırakın.

- Yöneticinizin adı neydi?

- Söylemeye yetkili değilim.

- Peki, sizin soyadınız?

- Onu da söylemeye yetkili değilim…

Telefonu kapatıp Microsoft müşteri hizmetlerini aradık. Semih bey adında biri çıktı:

- Biz satmıyoruz o ürünleri. Sorumluluğu bizde değil.

- Ama marka Microsoft. Sizi ilgilendirmiyor mu?

- O iş öyle yürümüyor. Onlar ithalatçı firma. Sorumluluk onlarda. Hizmeti de onlar verecek. Biz yazılımdan sorumluyuz. Beğenmezseniz bir daha almayın o firmadan…

Daha fazla uzatmadık kapattık… Türkiye yasaları Microsoft'a grey-market gibi çalışan bu sistemi kontrol etme şansı vermiyormuş. Kabul. Ancak Microsoft şunu yapsa bakın işler ve hizmetler nasıl düzelir. Bir küçük ilan verse gazeteye ve dese ki: “Bizim İstanbul Bilişim'le veya xyz firmasıyla bir alakamız yoktur, ürünlerimize verdiği hizmet konusunda da herhangi bir sorumluluk almayız.”

Bakın bu ithalatçı firmalar nasıl muma dönüp adam gibi müşteri hizmeti veriyorlar. Yasal değil ahlakî denetim yapabilir Microsoft.

Ben mi ne yapıyorum?… Silik klavyeyle çalışmaya devam. Bazı harf hataları olursa sorumlusu ne İstanbul Bilişim'dir ne de Microsoft. Doğrudan benim sorumlusu efendim. Seçimlerimi ben yaptığım için…

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums