Çözüm süreci seçim terazisinde

  • 15.05.2015 00:00

 Dikkat çekiciydi: HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş bir kaç gün önce IMC televizyonunda katıldığı bir programda “Erdoğan çözüm sürecinin, özellikle Dolmabahçe mutabakatının AK Parti'ye oy kazandırmadığını anketlerle görünce geri adım attı” diyor ve yaşanan son krizi bir ölçüde buna bağlıyordu.

Devamında ise kendileri açısından “çözüm sürecinin seçimlerden daha önemli olduğu” anlamına gelecek bir açıklama yapıyordu. Demirtaş'ın “seçim sonuçları ne olursa olsun, barajı geçsek de geçmesek de süreç devam edecektir, etmelidir” açıklaması Kürt hareketi açısından ana bir gerçeğin altını çiziyor.

Partiler arası rekabetin yoğun seçim atmosferinde çözüm sürecine ilişkin açıklamaları hangi mesafede dinlemek gerektiğini gösteren bir açıklamadır Demirtaş'ınki. Bu mesafe, daha önce İmralı heyetinin yaptığı “süreç an itibariyle bitmiştir” tarzı açıklamaların seçime dair, siyasal ve konjontürel nitelik taşıdığını da bir kez daha ortaya koymaktadır.

Tüm bunlardan çözüm sürecine dair, kendiliğinden ortaya çıkan iki sonuç elde etmek mümkündür.

İlk sonuç, çözüm sürecinin seçim rekabetine tabi olduğu, bu çerçevede hem araçsallaşması hem öne çıkmasıdır.

Nitekim, muhalefette CHP'nin silik tutumunu bir kenara koyacak olursak, MHP, AK Parti'den oy çalabilmek için kampanyasının ayaklarından birisini çözüm süreci üzerine oturtmuş durumda.

HDP'nin barajı aşma aşamasına gelmesinin ilk nedeni AK Parti muhaliflerine verdiği Erdoğan'ın gücünü frenlemek mesajıysa, ikincisi çözüm süreciyle kazandığı, daha doğrusu bu süreçin toplum nezinde meşrulaşmasıyla, içselleşmesiyle kazandığı sistem içi parti görüntüsüdür. Nitekim HDP bunun farkında bir yol izliyor. Din politikasından ekonomi politikasına kadar Türkiye ortalamasına yakın bir dil tuturmaya gayret ediyor ve seçim kampanyasında çözüm süreciyle ilgili çıtayı yükseltmekten kaçınıyor. Bu konuda AK Parti'ye yönelik eleştirilerle yetiniyor.

AK Parti'ye gelince…

Siyasi iktidarın iki paralel kampanya yürüttüğünü görüyoruz.

Bir yanda parti ve hükümet diğer yanda Cumhurbaşkanı meydanlarda hem oy istiyor, hem Yeni Türkiye'yi tarif ediyor, hem çözüm süreciyle ilgili ince ayarlar yapıyor. Özellikle son konuda, çözüm sürecinde ince ayarı temele alarak Cumhurbaşkanı'nın verdiği ortada. İzleme Komitesi ve Dolmabahçe mutabakatıyla ilgili yaptığı çıkış sonrası, hükümet tüm unsurlarıyla Erdoğan'ın yeni tavır ve dilinin arkasında hiza almış görünüyor. Bunun asli nedeninin Demirtaş'ın altını çizdiği tespitler, yani oy kaygısı olduğuna çok şüphe yok.

Bu durumda, 7 Haziran sonrası Meclis'te nasıl bir terkibin oluşacağı elbette önemli ve belirleyicidir.

Ancak esas olan 7 Haziran sonrası, konjonktürün değişmesiyle, çözüm süreci üzerinde baskının kalkması ve trenin tekrar yol almaya başlamasıdır. Ve bunun önünde yapısal hiçbir engel bulunmamaktadır.

Bu tespit bizi, çözüm süreciyle ilgili ikinci sonuca götürür.

Çözüm süreci gerek Kürt hareketi, gerek reaktif olmayan Türk kamuoyu, gerekse AK Parti açısından belirli “dem”e noktasına, geri döndürülemeyecek, bu noktada siyasi iradeleri dahi aşan, daha doğrusu kuşatan bir evrededir.

Süreçle ilgili konjonktürel baskılar, yaşanan ve bundan sonra yaşanacak iniş çıkışlar bu gerçeği ortadan kaldırmaz. Zira çözüm sürecinin alternafi olan siyasi tabloyu AK Parti de Kürt hareketi de siyasi açıdan taşıyamaz. Ortaya çıkacak bedel son derece ağır olur.

Nasıl?

Yarına…

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums