Demokratik zemindeki sığlık

  • 13.02.2014 00:00

 Türkiye 'büyüme-istikrar-demokrasi üçlüsü' üzerinde şekillenen, diğer ifadeyle demokrasi çıtasının yükseldiği, ekonomik refahın arttığı, güven ikliminin ülkeyi kapladığı bir dönemi tamamladı. Sorunlu, krizli, inişli yeni bir dönemi solumaya başladı...

Hangi iç ve dış faktörler sonucu?

Bu köşe, hemen her gün bir ucundan tutatarak bu soruların yanıtlarını arıyor.

Yanıt aramanın farklı yolları var.

En hızlı yol 'siyasi konuma göre tavır alarak durumu açıklamaktır'tır.

Örneğin bir 'dönem geçişi' olmadığını söyleyerek, eğer emareleri varsa 'muhaliflere', 'komplocular'a fatura ederek açıklamak en kestirme ve yaygın bir yoldur.

Ya da tersine; bu durumu faturalandırmak, faturayı siyasi taşıyıcıya, örneğin AK Parti'ye, liderine çıkarmak diğer yoldur. Tüm iniş çıkışları, demokrasi çıtasındaki oynamaları tek aktöre, tek kişiye ve davranışına bağlarsınız. Bu da kestirme ve yaygın bir yoldur.

Siyasi tavır almak, siyasi önsezilerle, siyasi öncüllerle ve konumlarla, olması gerekenin altını çizerek 'neyin doğru neyin yanlış olduğunu bilmek ve söylemek işlemi' siyasi açıdan konforludur.

Ne var ki, bu işlem zaman zaman olup biteni kavramayı, anlamayı, dolayısıyla yönlendirmeyi (kimilerinin deyişiyle siyaset yapmayı, etkili siyaset yapmayı) zorlaştırır.

Anlamak, daha müşkül, daha riskli, daha karışık bir iştir...

Katmanlara ve iç dinamiklere bakmaya yönelmeyi içerir. Doğru ve yanlış, haklı ve haksız gibi ikiliklerin ötesine geçerek, durumu tek tek aktörlerden hareketle ele almayı, daha çoğul olarak bakmayı gerektirir.

Olması gerekeni olanı kavrayarak söylemek siyaseten daha gerçekçidir.

Etyen Mahçupyan'ın 'Mesele Budur' başlıklı yazısı, anlama kodları kuvvetli bir zihnin bu açıdan merceğini koyduğu yeri gösteriyordu.

Şöyle diyordu Etyen:

'Cumhuriyet'in başından bu yana ilk kez iktidar olanaklarını önünde bulan, kamusal alanı belirleme ve şekillendirme gücüne kavuşan bu kesim, henüz kendi içinde 'kurumsal konuşma' yeteneklerine sahip olmadığını ortaya koydu. Laik cemaatle, devletle, askerle nasıl yaşanacağını bilen Türkiye'nin dindarları, bu unsurların siyaseten zayıflayıp çepere çekildiği bir ortamda kamusal alanı birlikte inşa etmeyi beceremediler. İktidarın paylaşılamayan bir alan haline gelmesiyle birlikte alanın güçlü iki aktörü AKP ve Hizmet Hareketi birbirlerini tehdit olarak algılamaya başladılar. Karşılıklı tehdit algısı, içinde yeterince 'mühimmat' barındıran eski defterlerin açılmasına neden oldu ve bir anda dizginlenmesi mümkün gözükmeyen, zaten belki de durması istenmeyen bir çatışma, giderek ahlaki sınırların altına inilen bir dövüş ortamına gelindi...'

Etyen'in bıraktığı bu noktadan devam edelim ve şu soruyu soralım:

Peki neden? Neden böyle oldu? Neden bir iktidar deneyimi böyle seyrediyor?

Yanıtı tavır alarak, işletme ve mantık hataları bularak, özgürlükler açısından olması gerekeni tek eksen kılarak veremezsiniz...

Ancak biraz ısrarlı bakarsanız şunu görürsünüz:

Ortada bir becereksiziklik, demokratik bir eksiklik, bir çatışma ve onu takip eden bir kriz vardır. Ama bu kriz sadece siyasi aktörlerle ilgili değil, aynı zamanda onların üzerinde hareket ettikleri zeminiyle ilgili bir krizdir, dolayısıyla bu zemin üzerinde hareket eden herkesi, kuşatan bir durumdur.

Cemaat, sadakat, dayanışma, siyasetin tahakkümü gibi ataerkil doku araçlarıyla, bu araçların demokratik düzene yedirilmesiyle Türk siyasal sistemi gelebileceği uç noktalardan birisine kadar gelmiştir.

Gelinen noktada bünye bu sentezi başka sorunlar üreterek dışarı kusmaktadır.

O zaman yaşadığımız aktörlerden görece bağımsız, 'demokratik zeminin sığlığı'yla ilgili bir haldir

Bir önceki dönemi yeni girdiğimiz dönemden ayıran muhtemelen budur.

Elbettte, bu noktada daha fazla demokrasi, daha fazla özgürlük olabilir ve olmalıdır.

Siyasi tavırlar bu noktada şekillenip, karşı karşıya gelebilir.

Ancak öz, değişmez.

Ve bu öz sadece AK Parti'nin, cemaatin meselesi değildir, sağdan sola Kürtlerden liberallere bir siyasi tasavvur ve bir siyasi zihniyete uzanmaktadır...

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums