Seçimlere az kaldı: Nereye koşuyoruz?

  • 8.06.2011 00:00

Hopa'da Başbakan'ın konvoyuna saldıran grubu, kaldırımdan seyreden jandarma birliği fotoğrafı, son dönemlerin en "konuşkan görsel malzemesi"ydi.

Bu vesileyle geçen hafta fotoğrafın işaret ettiği durumun nedenlerinden birisine işaret etmiş, jandarmanın sicil amirinin uygulamada mülki otorite olmadığına, tayin, özlük hakları ve sicil bakımından orduya bağlı olduğuna vurgu yapmıştım.

Önceki akşam saatlerinde Artvin Valiliği, il jandarma komutanının görevden alındığını açıkladı.

Aynı akşam, TV 24'te benim de katıldığım programda Başbakan, "bu talimatı İçişleri Bakanı'na kendisinin verdiğini ve İçişleri Bakanının Jandarma Genel Komutanı ile teması üzerine Alay Komutanı'nın görevden alındığını" söyledi.

Bu önemlidir...

Sadece geldiğimiz nokta, yani siyasi iradenin gücü açısından değil, gideceğimiz istikamet açısından da önemlidir.

Anlaşılan o ki, Hopa olayı siyasi iktidarın, "jandarma konusunda" farkındalığını sağlayan yeni bir durum oluşturdu, siyasi iktidar üstüne gelindiği için iradesini kullandı.

Şimdi mesele bunun ilkesel bir bakışla kural düzeyinde halledilmesindedir.

Nitekim aynı televizyon programında sorulan çeşitli sorular üzerine Başbakan yeni dönemde bu sorunların üzerine gidileceğini ifade, hatta taahhüt etti.

Bu kaydı düşmek gerekir.

Zira geçen hafta, AK Parti'nin üçüncü döneminde sivilleşme konusunda ivme düşmesi ihtimalinden ve taşıdığımız endişeden söz etmiştik.

Umarız son karar, taahhüt ve açıklamalar geleceği tarif ediyordur.

Umarız, çünkü Türkiye'nin geleceği buradadır...

Çünkü Türkiye'nin asli sorunu, toplumsal temelli ana politik budur...

Zihniyet sorunlarını tartışırken bu asli açıyı gözden kaçırmamak gerekir.

Şöyle ifade edelim: Türkiye'nin ana sorunu ya da Türkiye'yi tarif eden ana öge, sanıldığı gibi Başbakan'ın zihniyet kaynaklı kimi çıkışları, yazarları karşısına alarak yanıtlama alışkanlığı, bu çerçevede verdiği sınırlı özgürlük tanımları ve sınavları değildir.

Bunlar elbet önemlidir ve rahatsızlık vericidir. Nitekim, Nuray Mert'in maruz kaldığı muamele sınırları aşıyordu.

Başbakan'ın bu istikametteki her çıkışı onun temsil ettiği siyasi değer sistemiyle ilgili sorular üretmekte ve sorunlar yaratmaktadır.

Ancak bunlar kısmi yansıtıcı görevi görürler, ama merceğin odak noktasına fokuslanmayı sağlamazlar...

Odak noktası, açık ara, siyaset alanının genişliği, temel hak ve özgürlüklerdeki genişleme, katılım ve uzlaşma mekanizmaları doğması ve devletin sivilleşmesi meseleleridir.

Sık sorulan ve tartışılan demokratikleşme mi yoksa otoriterleşme mi soruna yanıt, Başbakan'ın üslubundan çok, bu temalara bakılarak verilebilir.

4 gün sonra seçimler var.

Seçim sonrası Türkiye'nin iki ana gündem maddesi olacak.

Bunlardan birincisi (genelkurmayın statüsünden, AYİM'e askeri de kuşatan) içeriğiyle ve "katılım, mutabakat, uzlaşma" üçlüsünü gündeme getirecek hazırlanma biçimiyle yeni anayasa olacaktır.

İkincisi ise hiç şüphe yok ki, Kürt meselesidir. Ve soru şudur: Kürt meselesinde alınacak yol ile siyasetin imkânları paralele seyredecek mi, seyretmeyecek mi? AK Parti çıtayı yükseltecek mi, buna karşı BDP çıtayı biraz indirecek mi?

Bu soru ve sorun doğru istikamette seyrettiği, "meşruiyet, siyaset, özgürlük ve bütünlük" üzerine oturduğu an, Türkiye sadece 2023'ü değil, önümüzdeki 50 yılını görebilecektir...

Bu açıdan AK Parti'den BDP'ye tüm siyasi aktörlerin darlıkları da var, genişlikleri de...

Onlar için mesele hangi yolu seçecekleridir...

Bizler için ise, bu seçimin karşıt aktörlerin etkileşimi içinde meydana geleceğini bilmektir...

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums