Anayasa ve milletvekillerinin tarihsel sorumluluğu…

  • 24.05.2013 00:00

 Başbakan Erdoğan anayasa konusunda mutabakattan umudunu kestiğini söyledi. Başbakanın ağızından bundan 1,5 ay kadar önce, Akil İnsanlar Dolmabahçe toplantısında üç ayrı senaryoları olduğunu duymuştum.

İlki 'komisyondan çıkacak mutabakat, ikincisi CHP'yle uzlaşma, üçüncüsü BDP ile referanduma gitme…'

İlk iki ihtimalin suya düştüğü ortada…

Anlaşılan o ki, üçüncü ihtimal, BDP'yle el ele kamuoyu karşısına çıkmak AK Parti tarafından riskli olarak değerlendiriliyor. Akil İnsanlarla yaptığı ikinci görüşmede başbakanın bu riski bir tür telaffuz ettiği biliniyor.

Nitekim bir dördüncü senaryonun hızla devreye girdiğini görüyoruz.

Başbakanın ABD'de 'Umudum azalıyor. Biz kendi teklifimizi sunarız. Kapalı oylamada 330'u bulursak referanduma gideriz…' sözlerinin işaret ettiği senaryodur bu.

Buna göre 324 milletvekili olan AK Parti, kendi hazırlayacağı anayasa metnini TBMM Genel Kurulu'na getirecek ve referandum için yeterli sayı olan 330 milletvekilinin peşinde koşacaktır.

Böyle olursa yine iki ihtimal karşımıza çıkacaktır.

Ya AK Parti BDP'yi tatmin edecek hususlar içeren bir anayasa metini hazırlayacak veya çıtayı düşük tutup (örneğin başkanlık sistemi önerisi yerine partili cumhurbaşkanı önerisi getirerek) mecliste genel ve milletvekili bazında kişisel bir destek arayacaktır.

Ya da yine AK Parti anayasanın bazı maddelerini değiştirmeyle yetinecek, kısmi uzlaşmaya dayalı bir paket hazırlama yoluna gidecektir..

İdeali üretemiyoruz.

Temsil kabiliyeti yüksek olan bu meclis ne yazık ki bir anayasa metni üzerinde anlaşamıyor. Bu konuda siyasi iktidar da sorunlu ve sorumludur, ancak kendisini sürekli oyun dışı tutan ana muhalefet partisinin, CHP'nin baskın sorumluluğunu özellikle bir kenara not etmek gerekir.

Peki sonuç?

Şu:

Şekil açısından adım adım sayısı çok olan, en güçlünün ya da güçlülerin tayin edeceği bir noktaya doğru ilerliyoruz.

Bu noktada, yeni, demokratik bir anayasanın gerektirdikleri bir kez daha 'yukarısı'nın takdirine kalacak. Başka bir ifadeyle anayasanın toplumsal sözleşme boyutu, mutabakat gereği açısından havada kalacak…

Bu durumda umarız anayasaya evrensel kazanımlar ve mevcut toplumsal talepler yol gösterir.

Bu açıdan hayati noktalar şunlardır:

Anayasanın girişi, 'siyasi ruh' insan hakları ve özgürlük esası üzerine oturmalıdır. Tüm toplumsal farklılıkarı ve kimlikleri kuşatacak bir istikamette olmalıdır. Türk milleti ve Türk kavramı bu istikamette tanzim edilmelidir.

Vatandaşlık tanımı, kimlikler ötesi bir çerçevede, tam, somut ve kullanılabilir eşitlik fikri üzerine oturmalıdır.

Yeni anayasa çağdaş demokrasinin gereği ve Kürt sorunu çözümünün önemli unsurlarından birisi olarak, yerel yönetimleri güçlendiren, katılım mekanizmalarının önünü açan adem-i merkeziyetçi bir anlayış çerçevesinde üniter idari yapılanmayı benimsemelidir.

Ana dilde eğitim ilke olarak anayasada yerini bulmalıdır.

En nihayet ister parlamanter, ister başkanlık ister yarı başkanlık düzeni getirsin, temel olan yeni anayasanın kuvvetli ve gerçekçi bir denge ve denetim sistemi üzerine oturmasıdır. Bu durum ölçülü ve denetlenebilir yetki düzenlemelerini ve liyakat esasına dayalı bir yargı sistemini kaçınılmaz kılmaktadır.

Siyasi parti sorumluluğu dışında kendisini demokrat gören her parlamenterin parlamentodaki bu konularda bir şekilde kişisel tavır alabilmesi, ağırlık koyabilmesi,

bu anlamda tarihi bir yükü sırtlanması

ülke ve gelecek için elzemdir.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums