YSK krizi çözülürken siyasi manzara...

  • 21.04.2011 00:00

Neyse ki bardağın dolu tarafı da var.

Yüksek Seçim Kurulu'nun önceki gün verdiği ağır ve vahim karar, sadece Kürtler, basın ve kamuoyu değil, devlet ve siyaset kurumu tarafından da tepkiyle karşılandı.

Daha ilk gün, kararın açıklanmasından hemen sonra, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Mehmet Ali Şahin, BDP'li bağımsız adayların adaylıklarını iptal kararının yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini belirterek, bunun ülkenin demokratik vicdanının kabul edebileceği bir karar olmadığını söyledi.

CHP, ilk tepki veren parti oldu.

Kılıçdaroğlu "gerekirse meclis olağanüstü toplansın, bu sorun çözülsün" mealinde açıklamalarda bulundu.

AK Parti adına Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik, keza, kararı eleştiriyor, "burada ciddi bir yeteneksizlik var demektir, bir adayın 40-50 yıl önceden aldığı bir ceza ile ilgili böyle bir karar alınıyorsa burada yapısal bir problem var demektir" diyordu.

Ve en nihayet dün Cumhurbaşkanı devreye girdi, Meclis Başkanı'yla yaptığı görüşmede sorunun ortadan kaldırılması için önce hukuki, sonra siyasi ne tür adımlar atılabileceğini ele aldı.

Ve ardından BDP Genel Başkanı Demirtaş'a randevu verdi.

YSK'nın ürettiği kriz muhtemelen bugün yarın aşılacaktır.

Adaylıkları iptal edilen milletvekillerinin başvuruları dikkate alınacak ve karar düzeltilecektir.

Taha Akyol'un dün Milliyet gazetesindeki köşesinde yazdığı çözüm formülü gerçekçidir. Akyol şöyle diyordu:

"Benim önerim, çözümün yargı bünyesinde üretilmesidir. TCK'nın 53. maddesi ile 2006'da yeniden düzenlenen Adli Sicil Kanunu'nun 13/a maddesi buna imkân verecek niteliktedir.

Bu maddeler, 'memnu haklar' denilen kısıtlılıkların mahkeme kararıyla sona erdirilmesini düzenliyor.

Bu düzenleme Cemil Çiçek'in Adalet Bakanlığı döneminde, "AB uyum yasaları" çerçevesinde ve "memnu haklar" denilen kısıtlılıkları daraltarak demokratik hakları genişletmek amacıyla yapılmıştı.

Yasa koyucunun bu amacını dikkate alarak, 'vetolu' adayların çoğu, mahkemelerden 'memnu hakların iadesi' kararını alabilirler, YSK da kararını buna göre değiştirebilir..."

Umarız çözüm bu istikamette ve hızlı olur...

Ancak biliyoruz ki, bu badirenin atlatılacak olması, siyaset kurumuna yönelik refleksif tepkilerin varlığını ortadan kaldırmaz.

Bu nedenle Türkiye'de siyasi kurumların ve cumhurbaşkanının siyaset alanını koruması çabası, bu alanı daraltma hamlesine itiraz etmesi ve gidişi tersine çevirmek için devreye girmesi önemlidir.

Siyasi iktidarın da bu kararın düzeltilmesi için informel yollarla güç ve etki göstermesi de önemlidir.

Velhasıl, YSK'nın aldığı karar ne denli dünün köhne, statükocu, devletçi refleksine işaret ediyorsa, (Bahçeli'nin MHP'si dışında) siyaset kurumunun tepkisi en azından bu alanda ortak değerin geliştiğine işaret ediyor.

Umarız bu vesileyle Kürt sorununun ne denli belirleyici olduğu, bu sorunda siyasetin olmazsa olmaz bir araç haline geldiği iyice fark edilmiştir.

Umarız bu farkındalık önümüzdeki dönem meclis çalışmalarında da varlığını sürdürür.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yorumlar (1)

  • veyselsaka
    veyselsaka
    3.03.2011 10:03

    evet Erbakan hoca en büyük görevi radikal islama gidecek islami kesimleri sistem içine cekerek devlete hizmet etmiştir cünkü var olan potansiyeli iktidar potasında eriterek sisteme enteğre etmiş bu göreviyle devletle ön cepheden hiç müçadeleyi göze almayan bir erbakanın gider ayak tarftarları cenazede askerlere karşı lailahahe illellah suloganı atmış oğlu fatih ise babam bize chat yapmasını öğütledi diye acıklaması ne mecliste nede devlet töreni istememesi gider ayak bu güçlere tavır olarak an

Resmi İlanlar

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums