- 17.01.2013 00:00
Siyasetin toplumla teması üzerinden gelen tabu kıran, sayfa açan, toplumsal alanı devlet alanı karşısında genişleten dalgalar önemlidir.
Bunlar bir tür meşruiyet dalgalarıdır.
Son meşruiyet dalgası İmralı'yla görüşmeler vesilesiyle, ancak esas olarak siyasi iradenin dili ve tutumu üzerinden doğdu.
MHP'nin Kürt meselesindeki geleneksel inkârcı ve siyaset karşıtı tavrında tek başına, dar alanda ve savunmada kalması, buna karşın siyasi iradenin Kürt siyasi hareketinin temsilcileriyle yaptıkları siyaset ve müzakere ifade eden temasın büyük bir toplumsal onay bulması büyük bir 'eşik atlama' halidir.
Öcalan'ı, PKK'yı sadece saklı görüşmelerde karşısına alan devletin, bugün muhatap olarak masaya oturtması, bunu temkinli ve mesafeli de olsa 'barış süreci' olarak adlandırması da başka bir eşik atlama halidir.
Dün söylediklerimi tekrar etmek isterim:
'(Yeni dönemin) en önemli yönü, AK Parti'nin Kürt meselesine yaklaşımında 'ciddi bir eksen değişimini' açık olarak ifade edilmesidir. Siyasi iktidarın Kürt meselesini, Kürtlere kulak vermeden genel bir demokratikleşme ve siyasi hizmet dizisi üzerinden halletme arayışı bir yönüyle sona ermiştir. Bunun yanına AK Parti'nin düne kadar kabul edilmez gördüğü, hatta Kürt siyasi hareketini dikkate alma ve muhattap alma unsurları eklenmiştir. Öcalan'ın ve devletin bakış açıları arasındaki mesafenin kapanmasının Türk ayağı, siyasi iktidar ayağı böyle karşımıza çıkıyor…'
Ve bu durum toplum için 'geri çevrilemez şekilde kazanılmış' alanı temsil eder.
Oluşan ılıman atmosferin geçici olarak dağılması ihtimali, görüşmelerde yaşanabilecek yeni güven krizleri, muhtemel tıkanma, duraklama ve şiddet anları, bu meşruiyet dalgasının kalıcı etkilerini ve tortularını ortadan kaldıramaz.
Bu açıdan umutlu olmak gerek…
Yaşanan tüm acılara rağmen, 2005 yılında başlayan bir süreç inişler çıkışlarla devam etmekte, ana çizgi sürekli olarak yukarıya ve değişime işaret ederek seyretmektedir.
Meşruiyet dalgasına dönelim…
Başbakan'ın önceki gün yaptığı tarihi konuşmadaki şu sözleri hatırlayın:
'Bu süreç BDP için son derece önemli, son derece değerlidir. PKK'nın silah bırakması BDP'nin önünü açacak, silahın sultasından kurtaracaktır. BDP'nin bu süreçte hassasiyetleri azami derecede gözeterek, sorumluluk alarak geçmişteki hataları tekrarlamaması en büyük beklentimizdir…'
Tayyip Erdoğan'ın BDP'ye karşı kullandığı umutsuz, zaman-zaman tahkir eden dilinin ifade ettikleri ortadaydı:
'Siyasetçiye güvensizlik', 'siyasete inançsızlık…'
Başbakan'ın yukarıdaki sözlerinin, yeni çıkışının anlamı da ortadadır:
'Siyasete inanç', 'BDP'yle Kürt sorunu açısından verilen siyasi önem', 'sorunu etkileşim ve müzakere üzerinden çözme arayışı'…
Birkaç gün önce Blaire'in IRA'yla görüşmelerinde Hakan Fidan'ı rolünü oynayan Jonhatan Powell'ın şu sözlerini aktarmıştım:
'Meşruiyet önemlidir. IRA'yla, yani silahlı örgütle değil, Sinn Fein ile (bu partinin IRA'nın parçası olduğunu biliyorduk) milletvekilleri olan siyasi partiyle görüştük…'
Yol açılıyor, pist daha temiz olacak, yeter ki sabredelim, tahriklere kapılmayalım, karşılıklı hassasiyetlere saygı gösterelim…
BDP'yle bu yolun inşasında da büyük iş düşüyor.
Bugünkü cenazelerden başlamak üzere…
Yorum Yap