- 30.03.2011 00:00
Dink cinayetiyle ilgili bir şema vardır malum...
Emniyet tarafından Başbakan'ın önüne konduğu söylenen şema cinayeti izleyen haftalarda elimize geçmişti. Cinayetin tetikçisi, azmettiricisi ve destekçisi olan kişilerin telefon trafiğini, kimlerle yoğun telefon teması kurduklarını gösteriyordu.
O tarihte şemada ismi geçen kişilerin kim olduklarını, olayla ilgilerini bilmiyorduk. Yayınlamak "etik açıdan" sorun oluşturuyordu. Ama gereğini yapıp bu şemayı Dink ailesi avukatlarına, onlar üzerinden ilgili savcılıklara iletmiştik.
Aradan 1, 1,5 sene geçti. O şemada yer alan, bir dönemler kim olduklarını bilmediğimiz isimler tek tek Ergenekon soruşturmasından tutuklanmaya başladı.
Bu durum, şemanın anlamını derinleştirdiği gibi, Dink cinayeti ve Ergenekon örgütü arasındaki muhtemel bağlara da işaret ediyordu.
Bu koşullar oluştuğunda şemayı yayınladık, aynı şema Nedim Şener'in bir kitabında da yer aldı. İlgili savcılıklar şema üzerinde durmaya başladılar.
Şimdi nereden çıktı yeniden bu şema meselesi diyeceksiniz?
Yanıtı Fethiye Çetin'den alalım:
"Bu şemada Necati Ekici diye bir isim vardı. Bu kişinin Dink davası sanıklarından Mustafa Öztürk'le teması olmuştu. Aradan zaman geçti. Trabzon'dan gelen, ev arama tutanağı, ifade zaptı gibi birçok resmi evrakın altında aynı ismin, Necati Ekici imzasının olduğunu fark ettik. Bir isim benzerliği mi yoksa şemadaki kişi mi sorusu aklımıza düştü. Araştırdık, mahkemeden araştırma talep ettik ve Trabzon'da o tarihlerde emniyet müdür yardımcısı sıfatıyla görev yapan Necati Ekici'yi bulduk. İfadesinin alınmasını istedik..."
Fethiye Çetin Dink davasının son duruşmasında bu kişinin ifade tutanağını sundu.
Sundu zira Necati Ekici verdiği ifade son derece dikkat çekiciydi, ifadesinde beklenmedik bir bilgi vermişti ve bu bilgi cinayetle ilgili kimi işaretleri akla getiriyordu.
Ekici, "şemada ismi geçen Mustafa Öztürk isimli kişiyi tanımıyorum. Ancak ben olay tarihinde ve öncesinde güvenlik şube müdürü idim. Bu kapsamda pek çok kişi ile görevim nedeniyle şahsen veya telefonla görüşmüş olabilirim" diyor ve şöyle devam ediyordu:
"... Emniyet Müdürümüz bize derhal Ogün Samast'ın ailesi ile beraber Pelitli'de yaşadığı eve gidin Ogün Samast'ı bulmaya çalışın dedi... Babasına Ogün'ü bulabileceğimiz başka bir yer var mı deyince babası bize 'Ogün'ün yerini jandarma komutanı bulabilir' dedi. Biz kendisine jandarma komutanıyla Ogün'ün ne alakası var dediğimizde babası bize 'Ogün sürekli olarak jandarma komutanı ile görüşürdü dedi' burada kast edilen Pelitli Jandarma Komutanı mıdır, bir başka jandarma komutanı mıdır bilmiyoruz. Zira babası sadece jandarma komutanı ile oğlum görüşüyor ancak oğlum hangi jandarma komutanıyla görüşüyor bilmiyorum demişti..."
Fethiye Çetin, bu bilginin şu ana kadar neden ve nasıl gizlendiğini sorguluyor. Ve doğal olarak mahkemeden Ogün Samast'ın babası Ahmet' Samast'ın ifadesinin alınmasını istiyordu...
Ama anlaşılması zor bir şekilde önceki gün mahkeme heyeti dava dosyasına yenilik getirmeyeceği gerekçesiyle bu talebi reddetti...
Bu bilgi kirliği ortamında bu ifade, polis içi kavganın, polis-jandarma ayrışması ve itişmesinin yeni bir unsuru mudur, bileme-yiz.
Ancak ciddiye alınmak, üzerine gidilmek zorundadır...
Neden alınmıyor?
Nasıl mahkeme yeni bir unsur getirmez diyebiliyor?
Bu, kamuoyu vicdanı adına sorulan bir sorudur.
Ekici bu bilgiyi üstlerine rapor etmiş midir? Etmişse neden resmi evraka dönüşmemiştir? Dönüşmüşse o evrak nerededir? Samast'ın babası kimi kastetmiştir?
Bunları bilmeden vicdanları nasıl rahat edecek yargıçların?
Ve üzerine gidilmesi gereken mesele tüm çıplaklığıyla ortadadır...
Ergenekon'un gerçek izleri de buradadır...
Yorum Yap