- 24.01.2018 00:00
Güneyinde bir terör koridoru oluşturmaya çalışan emperyalist projeye karşı Türkiye, Afrin’e operasyon başlattı. Uluslararası hukuk açısından son derece meşru bir operasyon bu. Ayrıca yıllarca terörle terbiye edilmek istenen bir ülkenin silah yüklü binlerce tır ile kurulacağı haber verilen ve 30 bin kişilik terör ordusuyla hayata geçecek terör koridoruna karşı nefsi müdafaası.
Türkiye’ye gerçekleştirdiği terörist sızmaları ve ara ara sınır illerimize yönelik tacizlerini saymazsak bugüne kadar aktiveleri arasında tır dorsesinde muhaliflerinin cesetlerini sergilemek olan ve Uluslararası Af Örgütü’nün raporuna göre birkaç yıl önce bölgede Arap ve Türkmenlere karşı ‘etnik temizlik’ yaptığı belgelenen PYD/YPG, bu operasyonun hedefinde. Bu arada hatırlatalım; Uluslararası Af Örgütü’nün raporu ayrıca bölgede PYD/YPG muhalifi olan Kürdlerin de Arap ve Türkmenler ile aynı akıbeti paylaştıklarını söylüyordu.
Alfabede harf savurganlığı yapmaları ile bilinen Sol hareketlerin, Silahlı Kürd Solu nüfusuna kayıtlı bu örgüt, PKK’nın tescilli terör örgütü olması hasebiyle farklı harflerle yeniden yazımından başka bir şey değil.
Tıpkı unsuru olduğu PKK gibi ABD’sinden Rusya’sına büyük güçlerle aynı yatağa girmekten hicap duymayan ve onların türlü vaatlerine karşılık bölge halklarına karşı terör saldırılarının yanı sıra bölge devletlerinin istikrarsızlaştırılması gibi emperyalist projelerin tetikçiliğini, ayakçılığını yapan bir organizasyon bu.
Şimdi söylediklerine bakılırsa Rusya’nın ihanetine uğramışlar. “Yetiş ya ABD!”, diyorlarmış. 7 kocalı Hürmüz gibiler. En güzeli de herhalde etnik temizlik yapıp “barış” yanlısıyız diyebilmek, ABD ile gerdeğe girip “anti-emperyalist” takılabilmek!
Kendilerini akıllı âlemi budala sanıyorlar. Kimi ne sandıkları çok önemli değil ama operasyonun ardından Türkiye içinden art arda içinde “barış” kelimesi eksik olmayan açıklamalar geldi.
KESK Eş Genel Başkanı Mehmet Bozgeyik, "Ne ABD, ne Türkiye’nin Suriye’nin biçimlendirilmesine, oranın bütünlüğünü bozacak politikalar”, diyerek Afrin operasyonunun karşısında durmuş.
Emek Partisi Genel Başkanı Selma Gürkan da; "Operasyon Türkiye güvenliğini koruma amaçlı değildir. Çünkü Türkiye’nin sınır güvenliği tehlike altında değildir.”, demiş. Gürkan’a göre muhtemelen Türkiye’nin güney sınırı güllük gülistanlık. Artık o sınıra nereden baktıysa, bize de konum atsın lütfen!
HDP Parti Sözcüsü Ayhan Bilgen ise; “Bombaladığınız sadece komşu toprakları değil, Ortadoğu’da sorunları içeride konuşarak çözme iradesi.”, demiş. Tabi açıklamasında HDP’nin siyasal savaşında bir klasik haline gelen jargonun stratejik aparatına indirgenmiş “barış” kelimesini 100 defa tekrarlamayı ihmal etmemiş.
Demokrasi için Birlik (DİB) Yürütme Kurulu Üyesi Levent Tüzel, sosyal medya hesabından “savaşa hayır” çağrısı yapmış.
Tır dorsesinde ceset taşırken “Özgür Rojava”, “Yaşasın barış”; bir ülke nefs-i müdafaya kalkışınca “Savaşa Hayır”. Artık milletçe çözdük bu kodlamanın mantığını, onun için müsterih olun Levent Bey sizi de gayet iyi anlıyoruz.
Özgürlük ve Dayanışma Partisi Afrin’e yönelik operasyonu; “İdlib’de tutunmakta zorlanan cihatçılara sahip çıkma hamlesi”, olarak tanımlamış. Birisi ÖDP’ye PKK/PYD/YPG’nin Afrin'deki DEAŞ'lı tutukluları ÖSO ve TSK'ya karşı savaşmaları karşılığında serbest bıraktığını hatırlatmalı!
CHP’li Tuncay Özkan da Afrin operasyonuna “Hayır”, diyormuş. CHP’nin çiçeği burnunda il başkanından konu ile ilgili bir demeç geldi mi bilmiyorum, onu duymadım. Gelirse de şaşıracak hâl bırakmadılar bizde çok şükür!
Aldığımız ders insanlık durumu açısından dramatik. Dramatik olduğu kadar öğretici de.
Ders şu: Şu ahir ömrümüzde din istismarını gördük, Atatürk istismarını gördük, barışın nasıl istismar edildiğini de görüyoruz.
İlkesizce sembol katliamı yapmayacaksınız. Değerlerin içini boşaltmayacaksınız. Barış diyorsanız her yerde ve her zaman diyeceksiniz. Sizinkiler öldürdüğünde “barış”, “özgürlük” geliyor, bizimkiler vurunca “savaş” çıkıyorsa sizin barış hesabına hareket etmediğiniz aşikâr. Ne var ki siz sadece savaş terimi haline getirdiğiniz barışın ırzına geçmekle kalmadınız gerçek bir barışın imkânlarını da dinamitlediniz. Acı olan da bu!
Yorum Yap