CHP’nin İYİ Parti’ye desteği, ittifak cephesini ayağa kaldırdı.

Karşılıklı zehir zemberek atışıyorlar ama iki taraf da kendi derdinde, HÜDA-PAR’ın başına gelenle ilgilenen yok.

AK Parti-MHP sözcülerinin öfkesi, iki gündür dinmiyor. Ne CHP’nin gülünç ve eblehçe bir siyaset mühendisliğine soyunduğunu söylemedikleri kaldı, ne ‘kirli transfer pazarlığı’nın son örneği diye 70’lerin Güneş Motel skandalına benzetmedikleri...

Hile ve hülleye, ahlaksızca ayak oyunlarına, abidik kubidik yöntemlere başvurmakla, siyaseti çürütmekle suçluyorlar.

Muhatapların da ağzı boş durmuyor, alttan aldıkları yok. ‘İlk siz başlattınız, demokratik yarışa kumpas kurdunuz, hesaplarınızı bozduğu için CHP’ye kızıyorsunuz ama daha çok köpüreceksiniz, elimiz armut toplamıyor’ diyen karşı ataklar peş peşe geliyor.

15 CHP milletvekili göğüslerini gere gere parti değiştirip saflarına katılmasa İYİ Parti seçimlere sokulacak mıydı, yoksa gerçekten de YSK engeliyle mi karşılaşacaktı?

İlkesizlik nerede, siyaset mühendisliğine önce kim soyundu hesaplaşması mahşere kalmayacak, milletin kanaat notuyla sandıkta çözülecek.

Fakat o arada HÜDA-PAR’ın YSK’dan gördüğü kırmızı kart güme gitti. İyi Parti’nin akıbeti kadar merak çekmedi.

Saadet Lideri Karamollaoğlu, HÜDA-PAR lideri Yapıcıoğlu’yla dün görüşmese, neredeyse hiç yankı uyandırmayacaktı.

Oysa...

2014’te yerel seçimlere girme hakkı elde eden, yeterlilik şartlarını karşılayan, en son Ocak ayında açıklanmış YSK listesinde de kendine yer bulan HÜDA-PAR, sessiz sedasız yarış dışı bırakıldı.

HÜDA-PARlılar hançere patlatmıyor değiller ama isyanları, sesi daha güçlü çıkanların kopardığı gürültüye kurban gidiyor.

Kavga, demokrasi ve ilkeli siyaset kavgasıysa...

‘Kendine demokrat olmama’ iddiasıyla çelişen bir fırsatçılık ve kural tanımayan bir siyasi çıkarcılık örneği olmaz mı?

***

HDP’ye alternatif, dindar Kürt seçmenin siyasi tercihlerine hitap eden bir parti HÜDA-PAR.

‘Diskalifiye edilmesi en çok kime yarar, HÜDA-PAR seçeneğinin elenmesinden kim kazançlı çıkar, oylarını almaya en yakın hangi parti duruyor’ sorusu şöyle dursun...

Eli sağlamken, yeterlilik şartlarını karşılayıp karşılamadığı üzerinde bir şüphe yokken ekarte edilmesi, bir demokratik meşruiyet sorunu değil mi?

HÜDA-Parlılar da tabiatıyla verip veriştiriyor “Siyaset mühendisliğiymiş, hileyle hülleyle kirli ayak oyunlarıymış, demokrasiye ihanetmiş, büyük rezillikmiş, görülmedik çürümeymiş; ilk kim başlattı” diye.

Değer mi, götürüsü getirisinden katbekat fazla olmaz mı, astarı yüzünden pahalıya gelmez mi soruları da cabası.

Bir partinin haksız yere diskalifiye edildiği şaibesinin siyasete düşüreceği gölge, pragmatizmin kendine yontma gargaralarında o kadar kolay öğütüleceğe benzemiyor.

HÜDA-PARlıların sesi bu kızılca kıyamette boğuntuya gelse bile  unutulmaz, tabanında mağduriyet duygusu yaşatır.

Umalım da itirazları YSK’da duyulup dikkate alınsın ve varsa bir kurallarla oynama yanlışlığı, bundan dönülsün.