Başlıkta söylediğim şey için, yerli ve millici geçinen papağanların saldırısına uğrayacağımı sanmayın hemen.

Hayır, devletimizin bekası ve milletimizin istiklali açısından bir sorun oluşturmuyor.

Gayrimenkul sektörüne sorun, hükümet de aynı görüşte.

Emlak pazarlamacıları, Türkiye’den ev alana vatandaşlık bedava kampanyasında indirime gidilmesini istiyor.

Bir milyon dolarlık ev alana vatandaşlık verilmesinin yolu geçen sene çıkarılan yönetmelikle açılmıştı.

İşte emlakçılar bu rakamı daha aşağı seviyelere çekmek için lobi faaliyeti yürütüyor.

‘Alt sınır konut alımında 300 bin dolara düşürülürse talep patlar, daha kolaya satarız hatta yetiştiremeyiz, yıllık 10 milyar dolara varan bir satış yakalayabiliriz’ diyorlar.

Rus ajansı Sputnik’in Türkçe haberinden aktarıyorum...

GYODER Başkanı Feyzullah Yetgin hükümet tarafında da böyle bir irade olduğunu, uygulamanın kısa sürede hayata geçmesini umduğunu belirtiyor.

Yabancılara konut satışından geçen yıl 4.6 milyar dolar gelir elde edilmiş.

Nabız yoklayan sektör temsilcileri, indirim fikrinin yabancıları heyecanlandırdığını, değişikliği sabırsızlıkla beklediklerini anlatıyor.

Fuzul Grup yöneticisi Faruk Akbal, mütekabiliyet yasasının çıkarıldığı 2013’te yabancıya 12 bin konut satıldığını, 2017’de ise bu rakamın 2 katına ulaştığını müjdeliyor.

İndirime bağlı olarak Akbal, 2020 için 50 bin satış hedefi koyuyor.

Bu hedefi tutturabilir mi sektör, o gün geldiğinde görülecek.

Ama yerli ve milli ekonomicilerin ne dediklerini, neden bahsettiklerini bilmediklerini şimdiden gösterdiler bize.

***

Topraklarımızın açık artırmayla parsel parsel satıldığı, vatandaşlığımızın bile haraç mezat peşkeş çekildiği teraneleri çöküyor.

Halkı yanıltarak uydurma bir ‘emperyalizm’ öcüsüne inandırmaya çalışan propagandistlere aldırmamalı iktidar.

Evlerimizde gözü olan yabancılara, daha pahalısını alırlarsa üste bonus olarak vatandaşlığımızı da alma kapısı açılmıştı.

Daha ucuz konutlara da aynı imkanı getirmekten niye çekinsin hükümet?

Lafa gelince mangalda kül bırakmayan sözde ‘yerli ve tam bağımsız ekonomi’cileri boşverin. Hayatın o kavga ettikleri gerçekleriyle yüzleşince şartları kolaylaştırmayı da sindirmekte tereddüt etmeyeceklerdir.

Ucunda para var, yabancı yatırımcı çekme var, topraklarımıza ilgiyi nakde çevirme var... E malum sermayenin rengi, dini, dili, ırkı, ideolojisi olmaz.

Ayağı yere basmayan anti-emperyalist gevelemelere kulak asarsanız, ilk fırsatta gülücükler atarak ‘emperyalizm’e nasıl kucak açtıklarını kavramakta zorlanırsınız.

Oysa...

Küresel emperyalizmle, gizli işgalle, ekonomik istilayla filan savaşıyor cakası satanlar bir bakmışsınız gerçekler dünyasına dönmüş de ev, bark ne varsa satmak için ecnebiye gel gel yapıyor.

Özendirici teşvik ödülü olsun diye yabancıya vatandaşlık vermek, vatandaşlığı satılığa çıkarmak değildir, gerçekçiliktir.

İçe kapanmacı ulusalcılık, içi boş bir tam bağımsızlıkçılık gibi uçukluklardan korkmak yersiz.

Ekonomik realitenin gücüne, piyasanın ikna kabiliyetine güvenin.