- 9.06.2020 00:00
Karadeniz’e dikkat!.. Ege ve Doğu Akdeniz’de kayıplarımız artarken Karadeniz’i görmezden gelip gözlerden uzak tutamayız. Türkiye’nin çevre denizlerindeki hak ve menfaatlerinin korunması ve kullanılmasının öneminin anlatılmak istendiği “Mavi Vatan” tanımlaması neredeyse sadece Doğu Akdeniz’de sondaj ile sınırlandırıldı, hatta Libya ile imzalanan deniz yan sınırı anlaşmasına indirgendi.
ABD, gözümüze soka soka Karadeniz’e yerleşiyor. Bu konuda ABD cephesinde yıllardır o kadar çok çalışma var ki sadece geçen 2 haftada hepsi ayrı analiz gerektiren 5’ten fazla rapor (CEPA, CIMEC, Heritage Foundation, Procedings, DefenseOne vs.) yayımlandı. Amerikan karar vericiler bunların en uygulanabilir olanlarını birer birer hayata geçiriyorlar. ABD, Karadeniz’de ne dümenler mi çeviriyor?.. Sorularıma, stratejist, emekli Deniz Kurmay Albay Cahit Armağan Dilek cevap verdi. “Her ne kadar Karadeniz’de MEB anlaşmaları yapılmış olsa da 2000’li yıllarla birlikte Karadeniz’in de barış ve huzurdan uzaklaştırılıp askeri çatışma alanına dönüştürülmeye çalışıldığını görüyoruz. Kim tarafından? ABD” diyen Dilek, şöyle konuştu;
“Dünyada ABD’nin daimi olarak bulunmadığı serbestçe giremediği tek deniz Karadeniz’di. Bir bahane lazımdı. Nitekim Karadeniz’de, onların deyimle ‘Geniş Karadeniz’ (Wider Blacksea) alanında barışın bozulduğu, uluslararası suçların, göç ve terörist geçişlerin geçiş alanı olduğu vs. söylemlerini sıklaştırdı.
ABD, Karadeniz’e girişte en önemli aracının NATO olduğunu gördü. NATO füze kalkanı projesi kapsamında Türkiye’ye radar sistemleri konuşlandırılırken Romanya’ya da füze bataryaları konuşlandırıldı. Böylece NATO fiilen Karadeniz’e müdahil edildi.”
Cahit Armağan Dilek, ABD’nin Karadeniz’deki sinsi oyunlarını net bir şekilde ortaya koydu;
“Karadeniz’de daha fazla ve daimi ABD/NATO varlığının ana engeli Montrö Boğazlar sözleşmesi. İşte ABD’nin bütün planı Montrö’yü aşacak çözümler bulmak, Montrö’yü etkisizleştirmek. Diğer bir engel de Dz.K.K.lığı özelinde TSK’nın duruşu(ydu).
Gürcistan savaşı, Kırım’ın ilhakı, Ukrayna’nın doğusundaki çatışmalar ABD’nin bahaneleri oldu. Romanya ve Bulgaristan’ı NATO’ya aldıran ABD, Gürcistan’ı aday ülke konumuna getirdi. Ukrayna’yı da NATO’ya üye yapmaya çalışıyor.
ABD/NATO Karadeniz’de varlığını artırmaya çalışırken Türkiye’nin Rusya ile artan ilişkileri ve Montrö’nün bağlayıcılığı nedeniyle ABD’nin taleplerini karşılamayacağını düşünüyor. Karadeniz’e yerleşme stratejisinin ağırlık merkezini Romanya üzerine kurmuş durumda.
Çok kritik ve Türkiye’nin egemenliğini hiçe sayacak, Karadeniz’deki Mavi Vatan’ı ortadan kaldıracak öneriler var ve bunların bir kısmı maalesef uygulamaya sokuldu bile. Saymakla bitmez ama çok çok kritik olanlar şunlar:
— Dedik ya, bu operasyon için Romanya ağırlık merkezi. Maalesef Türkiye’nin de onay verdiği kararlarla Romanya’da NATO üssünün büyütülmesi, daha fazla kara ve hava birliği konuşlanması. Romanya, Bulgaristan, Gürcistan ve Ukrayna’ya ya füze sistemleri yerleştirilmesi.
–Karadeniz üzerinde NATO askeri uçuşların artırılması. Kuzey Avrupa’daki gibi Karadeniz’de de NATO uçuş görevi oluşturulması. Türkiye fiilen katılıyor. Geçen hafta MSB videolar bile yayımladı.
–2017’de 60, 2018’de 120, 2019’da 260 gün süreyle Karadeniz’de NATO bayraklı gemi bulunduruldu. Yeni hedef 360 gün mutlaka NATO bayraklı gemi bulundurulması.
–Ukrayna ve Gürcistan’ın NATO üyesi (Türkiye de destek veriyor) yapılarak Karadeniz’in NATO-ABD gölü olması.
—Karadeniz’in hakimiyeti Türk Boğazları’ndan geçiyor. Montrö’nün sulandırılması, kısıtlamaların arkasından dolaşılması gerekiyor. Kanal İstanbul bu konuda iyi bir araç. Çünkü, Çanakkale ve İstanbul Boğazları’yla Marmara tek parça. Kanal yapılırsa bu sistem bozulur ve Karadeniz’e bölge dışı ülkelerin savaş gemileri bulundurması kısıtlaması aşılır.
—Türkiye’de hiç konuşulmayan Tuna Nehri’nden gelen gemiler de Montrö dışı. Bu nedenle Tuna üzerinden tonajı uygun askeri gemilerin Karadeniz’e çıkarılması üzerinde çalışılıyor. Küçük seyyar süratli silahlı botların (Basra’daki İran botları gibi) Romanya’da konuşlanması gerektiğinde denize indirilip kullanılması.
–Boğazlardaki Türk yönetiminin değiştirilmesi ve Montrö’yü delme bağlamında denizde seyir serbestisi kavramı bahanesiyle Marmara’da askeri gemilerle serbest seyirler yapılması. CIMEC’teki raporda yazar bunu yapabilmek için Türk Deniz Kuvvetleri’nin toptan imha edilmesi gerektiğini söyleyerek önerinin uygulanmasının imkansızlığını belirtmiş ama akıllarına geleni de deşifre etmiş olmasına dikkat.
–Karadeniz’e mayınlar döşenmesini de öneren Amerikan çalışmalarının esas amacı tabi ki Karadeniz coğrafyasında A2/AD bölgeleri oluşturarak Rusya’nın Karadeniz’deki varlığını hareket edemez hale getirmek, geriletmek, Geniş Karadeniz havzasında Rus etkisindeki ülkeleri ABD şemsiyesine almak var.
–Bundan daha önemlisi aslında Akdeniz’de artan Rus varlığıyla ilgili. ABD’ye göre, -ki doğru bir tespit-, Suriye-Libya üzerinden Akdeniz’de daimi varlık gösterir hale getirerek etki alanını Afrika’nın kuzeyine kadar yayıp Avrupa’yı güneyden kuşatmaya yönelen Rus stratejisinin ağırlık merkezi Karadeniz’i Rus gölüne çevirecek Karadeniz Donanması.
–İşte ABD’nin NATO manivelası üzerinden Karadeniz’e çıkarken ki büyük stratejisinin ana hedefi bu donanma.
ABD bu işe o kadar önem veriyor ki, 2015 yılındaki bir yazımda söylediğim gibi son çare ABD kendi savaş gemilerine Romen bayrağı çekerek Karadeniz’e çıkarırsa şaşırmamak lazım. 100 yıl önce Karadeniz’de benzer senaryo gerçekleşti. Olmaz demeyin. Su uyur düşman uyumaz.
ABD/NATO’nun Karadeniz’e gelip yerleşmesinin Suriye ve Irak kuzeyinde bulunmasından, oralarda yerel güçlerle ülkelerle ortaklıklar kurup faaliyetler bulundurmasından farkı yok. Orada da işgal burada da işgal. Oralara barış getiremeyip var olan barışı huzuru bozdu ülkeleri toplumları böldü çatıştırdı. Karadeniz’deki varlığı da bundan farklı olmayacak. Yani Karadeniz’deki ABD/NATO varlığı buradaki Mavi Vatan’ın ihlal ve işgal edilmesinden başka bir şey değil.
Karadeniz’de de sondaja başlayacağız ama o yetmez. Mavi vatanı korumak kollamak ABD/NATO’nun Karadeniz’deki işgale dönüşecek bu yayılmacılığını engellemekten geçiyor.”
Yorum Yap