Neden?

  • 26.10.2011 00:00

 Bir özür dilemeliyiz önce.

Yunus’la ilgili verdiğimiz haber yanlış çıktı.

Mucizevî bir şekilde kurtarılan ama daha sonra maalesef iç kanamadan dolayı ambulansta ölen çocuğumuzun yanında bulunan ve onu enkazın ağırlığından bir ölçüde koruyabilmiş olan beden babasına ait değilmiş.

Başka birine aitmiş.

Haberi veren muhabirimizin deprem bölgesinde haberi hazırlarken çok zor koşullarda görev yaptığını düşünerek biz kendisini bu seferlik bağışladık, siz de bizi bağışlayın.

Şimdi gelelim faciaya.

Bu, “acımız büyük, çok üzüldük, yaraları saracağız” laflarıyla geçiştirilemeyecek bir felaket.

Bu ülkedeki neredeyse bütün depremlerde olduğu gibi biz bu depremde de “tabiatın” değil“vicdansız ve insafsız” insanların sillesini yedik.

Van’da deprem olması kimse için bir sürpriz değil.

Oranın deprem bölgesi olduğu zaten biliniyor.

Peki, depreme karşı ne tedbir alınmış?

Tek kelimeyle cevap vereyim.

Hiç.

Manşetin hemen altında Anadolu Ajansı’nın geçtiği bir okul resmi göreceksiniz.

Okul, depremde toza dönüşmüş, okulun çatısı yere yapışmış.

O binanın depremi beklemeden çok önce zaten “yetkililer” tarafından yıkılmış olması gerekirdi.

Böyle bir binanın ayakta durmasına kim izin veriyor?

Orası okul binası değil, ölüm tuzağı.

Ya deprem okulun tatil olduğu pazar günü değil de pazartesi günü olsaydı.

Ne olacaktı?

Cenazelerin ve ağlayan insanların sayısı biraz daha artacaktı.

Deprem bölgesinde böyle binaların bulunmasına izin veren, bunları denetlemeyen görevlilere hesap sorulmayacak mı?

Hükümet, dokuz yıldır yönettiği ülkede hâlâ niye böyle binalar bulunduğunun hesabını verecek mi?

Binalarını hâlâ bir “standarda” kavuşturamamış bir ülke olur mu?

AKP, dokuz yılda büyük bir başarı göstererek adam başına milli geliri iki bin dolar civarından on bin dolar civarına çıkarmayı başardı ama gelirimizi arttırmakta gösterdiği başarıyı anlaşılan o geliri kullanmakta gösteremiyor.

Ya da yoksul insanların yaşamasına ya da ölmesine hiç aldırmıyor.

İşçi meselesinde de biz aynı duyarsızlıkla karşılaşmıştık; her ay ortalama kırk işçinin öldüğü bir ülkede hükümet çalışma koşullarını ciddiyetle ele alıp düzeltmek için parmağını kımıldatmıyordu.

Nedir bu insana karşı gösterilen duyarsızlık?

Gazze’deki, Somali’deki insanların acılarına gösterilen hassasiyete bir diyeceğimiz yok ama aynı hassasiyeti kendi ülkemizin insanları için beklemek de hakkımız sanırım.

Ya depremden sonra zamanında ulaşamayan yardım?

Yetersiz çadır?

O ayazda sokaklarda geceleyen insanlar?

Van ve civarı depremlerle sarsılan bir bölge, peki, neden o bölgede daha önceden böyle bir felakete göre nelere ihtiyaç duyulacağı araştırılıp hazırlık yapılmıyor?

Niye bizzat AKP yöneticilerinin de ifade ettiği gibi Kızılay yetersiz kalıyor, çadır sayısı doğru dürüst hesaplanmıyor?


“Van’a çadır göndermek”
 yerine Van’da zaten o bölgedeki muhtemel depremlere karşı “bölgesel”bir hazırlık olması, böyle bir felaket ânında hemen “yerel” depolardan, örgütlerden çadırların ve kumanyaların sağlanması gerekmez mi?

Neden bunlar yapılmıyor?

On iki yıl önce yaşanan Gölcük depreminden sonra bu toplumda ve bu hükümette bir “deprem bilinci” bulunması, böyle bir faciaya karşı gerekli önlemlerin alınmış olması gerekmiyor muydu?

Yıkılan okullar, çöken yedi katlı binalar, çadırsız, kumanyasız kalan insanlar.

Ne bir denetim, ne bir hazırlık var.

Van’da ölen insanları “tabiat” öldürmedi.

Onları hemcinslerinin duyarsızlığı ve aldırmazlığı öldürdü.

Bizim yeni doğmuş bebekleri enkazdan “mucizelerle” kurtarmamız gerekmiyordu, “mucizeye”ihtiyaç duymayan bir sistem kurmamız gerekiyordu.

Hükümet, bu konuda fevkalade aldırmaz ve duyarsız davranmış.

Onun aldırmazlığı, karşımızda tabutlar halinde duruyor.

Birisinin artık bu hükümete, bu “ülkede” insanların yaşadığını ve onların da diğer ülkelerdeki insanlar kadar kıymetli olduğunu söylemesi gerekiyor anlaşılan.

Kendi kendilerine bunu fark edebilecek gibi gözükmüyorlar ne yazık ki...


ahmetaltan111@gmail.com

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yorumlar (3)

  • Rize Hemşinli-Başhemşin Ermenisi
    Rize Hemşinli-Başhemşin Ermenisi
    19.11.2012 04:31

    Değerli yıldırado kardeşim bu önemli bilgileri bizlerle paylaştığın için teşekkürler eline sağlık.1915 de 800 bin Ermeniyi çoluk cocuk demeden acımasızca katlettiren ittihatçı ve zalim göçmen tayfasının merhametsizliklerinin boyutunun uçlarda olduğunu vede himayeleri altına aldıkları yetim kız çocuklarına bile sirayet ettiğinin göstergesidir yetim Zehra olayı başta arnavut kemal ve diğer ekibinin nasıl bir ruh halinde olduğunu gösteriyor bizlere.aslında yetim kız zehranın katili tc dir.

  • mine duman
    mine duman
    18.11.2012 19:02

    naci sümeli yorum yapsaydınız keşke yazara ayar vermek yerine.

  • naci sumeli
    naci sumeli
    18.11.2012 11:59

    Bak ne kadar güzel.Yıldıray Oğur senin işin bu.Ortada olmayan kitap ve makaleleri okuyacak özetleyeceksin.Bunun dışında yaptığın işlerde akla-kara,akıl ile ara,uzak ile yakın karştırılıyor.Kendine dikkat et lütfen.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums