Flâş çakınca!

  • 15.08.2012 00:00

 BDP'nin eşbaşkanı Selahattin Demirtaş'ın o enfes, o unutulmaz ve siyasi mizah tarihimize geçecek tâbiriyle PKK, Hüseyin Aygün'ü "alıkoyunca", aniden lâmbalar yanıverdi.

 

Alacakaranlıkta insan gözü, gözbebeğini büyütüp görüntü merkezine daha çok ışık alarak bir yere kadar karanlığa uyum sağlıyor da biri aniden lâmbaları yakınca odadaki her ayrıntıyı zahmetsiz görebiliyorsunuz. Öyle oldu; gözbağcılık hüneri ortadan kalktı, sahnenin önüyle arkası arasındaki perde yere düştü, flâş çakınca odanın içindekiler çiğ ışıkta hazırlıksız ve şaşkın yakalandılar.

BDP'yi, bu partiyi kuranlardan, destekleyenlerden, bizzat oy verenlerden daha fazla ciddiye aldığım için şaşkınlar listesinin başına kendimi yazıyorum. Düzde siyaset yapabilmek hakkının PKK taraftarlarının en temel hakkı ve samimi niyeti olduğunu düşünmüştük. BDP ve onun uzantılarına yönelik kapatma, karalama, kovuşturma teşebbüslerine karşı çıkmış, "Bırakınız adamlar konuşsun, örgütlensin, baskı altında kalmadan siyaset yapabilsin, seçimlere katılsın, Meclis'te temsil olunsun" demiştik.

PKK ve onun entelektüel yardakçılarını bu mânâda tatmin etmek mümkün değil ama o gerçeği de kabul edelim lütfen; Türkiye, işine gelmeyen görüşlere hayat ve söz hakkı tanımak konusundaki sinirli edâsını yavaş yavaş terketti, terkediyor; bir ılımlılık kesbetti ve bu yumuşama Kürt Hareketi'ne de yansıdı. Meclis'te bugün, dereceli dozda ayrılıkçı tavır takınmış Kürt milliyetçilerinin bir grubu var ve bu grubun sözcüleri, akıllarına her gelen sözü pat diye söyleyebilmek konusunda hiçbir engelle karşılaşmıyorlar. Devlet, Kürtçe yasağı konusundaki mânâsız ve zâlimâne inadını yumuşattı. Listeyi uzatmayacağım; çünkü bu listeyi Kürt milliyetçileri yetersiz ve aldatıcı, Türk milliyetçileri ise küstahça ve gereksiz buluyorlar.

İşte bu minval üzre neredeyse karakol baskını haberlerini bile sıradan bulmaya başladığımız bir esnada PKK'nın erkânıharpleri, "Bir ok attım kebab oldu" meselince ve akıllarına gelen her saçmalığı Türk matbuatında meşrulaştıracak birilerinin daima çıkacaklarına duydukları güvenle CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün'ü "alıkoydular!" Dediklerine göre Aygün bazı yaramazlıklar yapmıştı ve sorgulanması gerekiyordu. İyi de, Aygün bölgede görev yapan öğretmen, kaymakam, imam, hâsılı "devlet"e mensup birisi değildi ki, o bir vekildi, yani devlet-toplum kutuplaşmasında toplumun tarafına düşen biriydi; bölgenin evlâdıydı, hem Kürt hem Alevi idi ve Tuncelililerin meşru desteğini kazanarak vekil olmuştu.

BDP'li milletvekilleri de öyleydi ama başta; onlar da bölgelerinde toplumun meşru desteğini kazanarak Meclis'e gelmişlerdi ama, menşe ve dünya görüşü itibariyle çok da uzak sayılmamaları gereken bir arkadaşlarının eşkıya tarafından kaçırılmasını, sonuçta "alıkonulma" diye nitelemek zorundaydılar. Seçim zamanı oyları toplum tabanından almışlardı ama o dakikadan sonra dağlarda ağır silahlarla dolaşan, cana kıyan, suikast tertipleyen ve muhaliflerini öldürerek dize getiren bir örgütün patronajı altında bulunduklarını çok iyi biliyorlardı. İçlerinde sair zamanda âkıl, dirayet sahibi, mantıklı insanlar yok değilse de parti (örgüt?) disiplini altında kendileri gibi olmak ve kalmak haklarının bulunmadığını biliyorlardı; bunu ta başında biliyorlardı ve dram da oradadır zaten.

Kürt açılımı PKK tarafından suistimal edilip baltalandığında da buna benzer bir tarzda açık düşmüşlerdi aslında. Devlet, Kürt meselesinde kendi ayıbını ortadan kaldırıcı adımlar atarsa işyerlerinin, işkollarının tehlikeye gireceğini sezmiş gibiydiler.

Şimdi BDP tarzı siyaset, gazozunun kapağını bile şiddet kullanarak açmaya alışmış bir silahlı terör örgütünün vesayeti altında duruyor ve şu halleri bana 27 Nisan 2007 krizinde Meclis'e gelmeyerek 367'ci lobisinin düğününe kalburla su taşıyan o iki siyasi partiyi ve liderini hatırlatıyor. Onlara vaktiyle, "Meclis koridorlarında bolca fotoğraf çektirin; ilerde bakarsınız" demiştik. Şu meşhur "Alıkoymak" fiili ile kendini baldırından vuran BDP'li vekillere de aynı tavsiyede bulunabiliriz; bu tarz-ı siyasetin varacağı bir yol, açacağı bir kapı yok çünkü.

Ebder siyaset bu; geleceği yok...

 

t.alkan@zaman.com.tr  
http://twitter.com/ahmetturanalkan  
 

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums